Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOOK ON : English Turkish

v. kapılmış, aşık olmuş

HOOK UP : English Turkish

ağlamak, kancalamak, askıya asmak, bağlantısını yapmak, ilişki kurmak

HOOKA : English Turkish

n. nargile

HOOKAH : English Turkish

n. nargile

HOOKE : English Turkish

n. Hooke, soyadı

HOOKED : English Turkish

adj. bağlanmış, kanca gibi, kancalı, çengelli, bağlı, bağımlı

HOOKEDNESS : English Turkish

n. çengellilik, çengelli olma durumu, kıvrılmış olma veya çengel şeklinde bükülmüş olma durumu

HOOKER : English Turkish

n. balıkçı gemisi, kancacı, orospu, fahişe

HOOKEY : English Turkish

n. okul kaçağı

HOOKUP : English Turkish

n. bağlantı, birleşme, bağlantı şeması, ittifak, anlaşma, kargaburun

HOOKWORM : English Turkish

n. kancalıkurt

HOOKY : English Turkish

n. okul kaçağı

HOOLA HOOP : English Turkish

ir oyuncak türü, bele konularak yere düşürülmeden belde çevrilen çember

HOOLIGAN : English Turkish

n. holigan, serseri, çeteci, kabadayı, serseri taraftar

HOOLIGANISM : English Turkish

n. serserilik, kabadayılık

HOOLIVAN : English Turkish

n. ayaklanma ve kargaşa sırasında taşkınlık çıkaranlara karşı kullanılan ve koruyucu bir ön camı bulunan polis arabası

HOOP : English Turkish

n. çember, daire, halka, kasnak, yüzük, pota, bağırma, çığlık, ötme, öksürme (boğmaca)

HOOP : English Turkish

v. çembere almak, çember takmak, çembere sokmak, potaya atmak, bağırmak, çığlık atmak, ötmek, öksürmek (boğmaca)

HOOP SKIRT : English Turkish

etek çemberi, içinde sert bir çember bulunan ve eteğin bir çan şeklinde düşmesini sağlayan iç etek

HOOPER : English Turkish

n. fıçıcı, çemberci

HOOPER SWAN : English Turkish

n. ötücü kuğu

HOOPIN' IT : English Turkish

"hooping it (basketbol oynama)", basketbol oynama (Argo)

HOOPING COUGH : English Turkish

n. boğmaca öksürüğü

HOOPLA : English Turkish

n. çember oyunu, çember çevirme

HOOPLA HOOP : English Turkish

ir oyuncak türü, bele konularak yere düşürülmeden belde çevrilen çember