English Turkish
HOOPLESS : English Turkish
adj. çembersiz, çemberi olmayan
HOOPOE : English Turkish
n. ibibik, çavuşkuşu
HOOPS : English Turkish
n. basketbol, basketbol oyunu (Argo)
HOORAH : English Turkish
n. hurra, tezahürat, heyecan veya cesaretlendirme narası
HOORAH : English Turkish
v. tezahürat yapmak, heyecan veya cesaretlendirme narası çıkarmak, heyecanla çığırmak, bağırmak
HOORAH : English Turkish
interj. hurra!, haydi!, yürü be! (büyük heyecan veya cesaretlendirme ifadesi olarak kullanılır)
HOORAY : English Turkish
interj. hurra, yaşa, yaşasın
HOOSEGOW : English Turkish
n. kodes, hapishane, cezaevi (Argo)
HOOSIER : English Turkish
n. Hoosier, İndiana yerlisi, İndiana vatandaşı (ABD)
HOOT : English Turkish
n. baykuş sesi, yuh, yuhalama, korna sesi, düdük sesi, siren
HOOT : English Turkish
v. ötmek (baykuş), yuhalamak, çalmak, korna çalmak, bağırmak
HOOT DOWN : English Turkish
yuhalayarak susturmak, yuhalamak
HOOT OFF : English Turkish
yuhalamak, yuh çekmek
HOOT OUT : English Turkish
yuhalamak, yuh çekmek
HOOTCH : English Turkish
n. (Argo) alkollü likör (özellikle de illegal olarak üretilen ve düşük kalitede olan)
HOOTENANNY : English Turkish
n. halk müziği sanatçıları performansı, folk müzik performansı
HOOTER : English Turkish
n. korna, düdük, siren, burun, yuhalayan kimse
HOOTERS : English Turkish
n. (Argo) memeler, kadın göğüsleri (kırıcı kullanım)
HOOTS : English Turkish
interj. (İskoçça) sabırsızlık veya inanmama ifade eden bağırtı; memnuniyetsizlik bağırması
HOOVE : English Turkish
n. mide iltihabı (sığır)
HOOVER : English Turkish
n. elektrik süpürgesi
HOOVER : English Turkish
v. elektrik süpürgesi ile temizlemek
HOOVERVILLE : English Turkish
n. Hooverville, ABD'de 1930 yılları Büyük Depresyon sırasında fakir ve evsizler için yapılan geçici iskan gecekondu bölgesi; geçici iskan bölgesi
HOP : English Turkish
n. sıçrama, zıplama, sekme, atlama, oynama, dans, uçuş, şerbetçiotu, bira katkı maddesi, bira, uyuşturucu
HOP : English Turkish
v. sekmek, sıçramak, atlamak, zıplamak, hoplamak, oynamak, dans etmek, zıplatmak, hizmet vermek, şerbetçiotu yetiştirmek, şerbetçiotu toplamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani