Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOPTOAD : English Turkish

n. (Zooloji) karakurbağası (çoğunlukla Kuzey Doğu ABD'de kullanılan bir terim)

HOPVINE : English Turkish

n. şarbetçiotu bitkisinin büklüm şeklinde tırmanan sapı

HOR. : English Turkish

n. "horizon (ufuk)", ufuk, ufuk çizgisi, gökyüzünün yeryüzüyle birleşmiş gibi göründüğü çizgi

HOR. : English Turkish

adj. "horizontal (yatay)", yatay, ufka paralel, düz

HOR. : English Turkish

n. "horology (horoloji)", horoloji, zaman ölçme bilimi, saat bilimi; zaman parçaları yaratma sanatı

HORA : English Turkish

n. hora dansı, Romanya ve İsrail'e özgü bir dairesel dans; hora dansının müziği

HORA DANCES : English Turkish

Hora dansı, İsrail halk oyunları

HORA SOMNI : English Turkish

(Latince) hs, yatmadan önce, yatma zamanı (Tıp ve Eczacılık)

HORACE : English Turkish

n. Horace, (M.Ö.
8) Romalı şair ve hicivci; erkek ismi

HORAE : English Turkish

n. tanrıçalar, mevsim tanrıçaları

HORARY : English Turkish

adj. (Eski Kullanım) bir saatlik, saatlik, her saat olan, saatte bir olan; saati gösteren

HORATIAN : English Turkish

adj. Horas'a özgü, Horas ve yazıları ile ilgili olan (eski Roma şairi ve hicivcisi)

HORATIO : English Turkish

n. Horatio, erkek ismi

HORATIO HERBERT KITCHENER : English Turkish

n. Horatio Herbert Kitchener, (
1916) İngiliz feldmareşal ve devlet adamı

HORATIO NELSON : English Turkish

n. Horatio Nelson, Amiral Nelson (
1805), Napolyon'un Fransız donanmalarını mağlup eden ve Trafalgar Savaşı sırasında ciddi biçimde yaralanan İngiliz deniz komutanı

HORDE : English Turkish

n. horda, göçebe yağmacı topluluk, kalabalık, sürü

HORDE : English Turkish

v. göçebe ve ilkel yaşmak, toplanmak, kalabalık yapmak, izdiham yaratmak

HORDE OF INSECTS : English Turkish

öcek sürüsü, böcek kümesi, böcek yığını

HORDEOLUM : English Turkish

n. arpacık, it dirseği, gözkapağında çıkan arpacık

HOREHOUND : English Turkish

n. karaısırgan, köpek otu, nane familyasından bir bitki

HORIZON : English Turkish

n. ufuk, anlayış, görüş

HORIZON BAR : English Turkish

ufuk hattı, yapay optik aletlerde ufkun yerini belirleyen hat

HORIZONLESS : English Turkish

adj. ufuksuz, ufku olmayan; ümitsiz, umutsuz

HORIZONTAL : English Turkish

n. yatay düzlem, yatay çizgi

HORIZONTAL : English Turkish

adj. ufka ait, yatay, düz