Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IMPIGNORATE : English Turkish

v. teminat vermek, rehin vermek, karşılığında rehin vermek

IMPIGNORATION : English Turkish

n. teminat verme, rehin verme, karşılığında rehin verme

IMPINGE : English Turkish

v. vurmak, çarpmak, etkilemek, el uzatmak, tecâvüz etmek

IMPINGEMENT : English Turkish

n. vurma, çarpma; ihlal, tecavüz, karşı gelme, taşma, gasp, izinsiz girme; etkileme, izlenim bırakma

IMPIOUS : English Turkish

adj. allah'sız, dinsiz, dine saygısız, saygısız

IMPIOUSLY : English Turkish

adv. dinsiz bir şekilde, Tanrı'ya veya dine saygı göstermeden, günahkâr bir şekilde; saygısızca, saygısız bir şekilde, saygı göstermeyerek

IMPISH : English Turkish

adj. şeytan gibi, cin gibi, yaramaz, afacan

IMPISHLY : English Turkish

adv. şeytanca, yaramaz bir şekilde, kötücül bir şekilde, muzip bir şekilde, cin gibi

IMPISHNESS : English Turkish

n. şeytanlık, yaramazlık, kötücüllük, muziplik, cin gibi olma durumu

IMPLACABILITY : English Turkish

n. acımasızlık, amansızlık

IMPLACABLE : English Turkish

adj. bastırılamaz, yatıştırılamaz, bitmeyen, affedilmez, amansız, acımasız

IMPLACABLY : English Turkish

adv. amansızca, amansız bir şekilde, bastırılamaz bir şekilde

IMPLACENTAL : English Turkish

adj. etenesiz, etenesi olmayan, plasentasız, plasentası olmayan (Zooloji)

IMPLANT : English Turkish

v. nakletmek, aklına sokmak

IMPLANTATION : English Turkish

n. emplantasyon, yerine koyma, aklına sokma, aşılama

IMPLANTED : English Turkish

adj. implante edilmiş, yerleştirilmiş, içine konulmuş; aşılanmış, içine konulmuş (Tıp)

IMPLANTER : English Turkish

n. implante eden, yerleştiren, içine koyan

IMPLANTING : English Turkish

n. yerleştirilmiş olan; akılda kurma işi, sabit bir şekilde kurma

IMPLAUSIBILITY : English Turkish

n. inandırıcılığı olmayan, kredibilitesi olmayan, inanılırlığı olmayan

IMPLAUSIBLE : English Turkish

adj. inanılmaz, mantıksız, makul olmayan

IMPLAUSIBLENESS : English Turkish

n. inandırıcılığı olmama, kredibilitesizlik, inanılırlığı olmama durumu

IMPLAUSIBLY : English Turkish

adv. inandırıcılığı olmayan bir şekilde, kredibilitesi olmayan bir şekilde, inanılırlığı olmayan bir şekilde, gerçek görünmeyen bir şekilde

IMPLEAD : English Turkish

v. dava açmak, aleyhinde dava açmak (Hukuk); suçlamak, itham etmek

IMPLEADER : English Turkish

n. davacı, dava açan kimse; suçlayan kimse, itham eden kimse

IMPLEMENT : English Turkish

n. alet, araç, donanım, yerine getirme, yapma