Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IMPLIED CONSENT : English Turkish

zımnî rıza, zımnî ona, zımnî kabul, üstü örtülü müsaade, açıkça belirtilmeden anlaşılan onay

IMPLIED CONTRACT : English Turkish

kanuni sözleşme, üstü örtülü sözleşme, ilgili tarafların duruşundan anlaşılan sözleşme

IMPLIED COVENANT : English Turkish

zımnî anlaşma, üstü örtülü anlaşma, açıkça belirtilmeden anlaşılan anlaşma

IMPLIED POWER : English Turkish

zımnî güç, ABD Anayasası tarafından belirli bir devlet kurumuna verilmemiş ancak belirlenmiş diğer otoriteler aracılığıyla çıkarsama yapılabilecek güç

IMPLIEDLY : English Turkish

adv. delaleten, çıkarım yoluyla, zımnen, üstü örtülü olarak, açıkça belirtmeden

IMPLODE : English Turkish

v. içeriye patlamak, içeriye patlatmak

IMPLORATION : English Turkish

n. ciddi bir şekilde yakarma; rica, istek, yakarış, talep, dilek

IMPLORE : English Turkish

v. rica etmek, yalvarmak

IMPLORER : English Turkish

n. dileyen kimse, rica eden, yalvaran, yakaran, talepte bulunan

IMPLORING : English Turkish

adj. rica eden, yalvaran

IMPLORINGLY : English Turkish

adv. rica ederek, yalvararak, yalvar yakar

IMPLOSION : English Turkish

n. iç patlama, içe doğru patlama, içe doğru çökme

IMPLOSIVE : English Turkish

n. iç patlamalı, ağızda ani hava sıkışması sonucu yaratılan ses (Sesbilim)

IMPLOSIVE : English Turkish

adj. iç patlamayla oluşan, ağızda ani hava sıkışması sonucu oluşan (Sesbilim)

IMPLY : English Turkish

v. içermek, anlamına gelmek, demeye gelmek, demek olmak, kastetmek, ima etmek, gerektirmek

IMPOLICY : English Turkish

n. kötü politika, tedbirsizlik

IMPOLITE : English Turkish

adj. kaba, incitici, nezaketsiz, terbiyesiz

IMPOLITE BEHAVIOR : English Turkish

n. kabalık, kaba davranış

IMPOLITELY : English Turkish

adv. kabaca, terbiyesizce

IMPOLITENESS : English Turkish

n. kabalık, nezaketsizlik, terbiyesizlik

IMPOLITIC : English Turkish

adj. politik olmayan, uygunsuz, aykırı

IMPOLITICAL : English Turkish

adj. politik olmayan, isabetsiz, uygun olmayan, mantıklı olmayan, sağgörülü olmayan

IMPOLITICALLY : English Turkish

adv. politik olmayan bir şekilde, isabetsiz bir şekilde, uygun olmayan bir şekilde, mantıklı olmayan bir şekilde, sağgörülü olmayan bir şekilde

IMPOLITICLY : English Turkish

adv. politik olmayan bir şekilde, isabetsiz bir şekilde, uygun olmayan bir şekilde, mantıklı olmayan bir şekilde, sağgörülü olmayan bir şekilde

IMPONDERABILITY : English Turkish

n. ölçülmezlik, tam olarak ölçülemez olma durumu, tam doğru bir şekilde değerlendirilebilir olmama durumu