English Turkish
IMPONDERABLE : English Turkish
n. ölçülemez şey, tahmini imkânsız şey
IMPONDERABLE : English Turkish
adj. tartılamaz, ölçülemez, tahmin edilemez
IMPONDERABLENESS : English Turkish
n. ölçülmezlik, tam olarak ölçülemez olma durumu, tam doğru bir şekilde değerlendirilebilir olmama durumu
IMPONDERABLY : English Turkish
adv. ölçülemez bir şekilde, tam olarak ölçülemez bir şekilde, tam doğru bir şekilde değerlendirilebilir olmayan bir şekilde, tahmin edilemez bir şekilde
IMPORT : English Turkish
n. ithalat, ithal, anlam, manâ, ifade, önem
IMPORT : English Turkish
v. ithal etmek, belirtmek, ifade etmek, ima etmek, önemi olmak
IMPORT DUTIES : English Turkish
ithalat vergileri, yabancı ülkelerden getirilen mallara uygulanan vergiler
IMPORT DUTY : English Turkish
ithalat vergisi, yabancı ülkelerden getirilen mallara uygulanan vergi
IMPORT LICENSE : English Turkish
ithalat lisansı, ithalat izni, ithalat izin belgesi, bir ülkeden başka bir ülkeye mal getirme izni
IMPORT OF CURRENCY : English Turkish
nakit ithalatı, bir ülkenin nakdini yabancı ülkelerden getirme (yabancı ülkelerden ABD doları toplayıp tekrar Birleşik Devletler'e getirme gibi)
IMPORT QUOTA : English Turkish
ithalat kotası, yabancı ülkelerden ithal edilecek mal miktarına konulan limit
IMPORT SUBSTITUTIONS : English Turkish
ithalat ikamesi, yerel olarak imal edilen ürünler
IMPORT SURCHARGE : English Turkish
ek ithalat vergisi, yabancı ülkelerden satılmak üzere getirilen mallara konulan ilave ücret
IMPORT TAXES : English Turkish
ithalat vergileri, başka ülkelerden ithal edilen mallar için ödenen vergiler
IMPORT TRADE : English Turkish
ithalat ticaretti, ithal edilmiş malların satılması
IMPORTABLE : English Turkish
adj. ithal edilebilir
IMPORTANCE : English Turkish
n. önem, ehemmiyet, saygınlık, itibar, kibir
IMPORTANT : English Turkish
adj. önemli, mühim, nüfuzlu, okkalı, sözü geçer, saygın, ciddi, kendini beğenmiş, kibirli
IMPORTANT FIND : English Turkish
önemli buluş, çok önemli keşif, önemli sonuç veya bulgu, dikkate değer buluş
IMPORTANT MATTER : English Turkish
önemli mesele, dikkate değer konu
IMPORTANT PEOPLE : English Turkish
önemli insanlar, dikkate değer insanlar, etkili insanlar, nüfuz sahibi insanlar
IMPORTANT PERSON : English Turkish
önemli kimse
IMPORTANT THING : English Turkish
önemli şey, dikkate değer şey, değerli şey, büyük önem veya değer teşkil eden mesele
IMPORTANTLY : English Turkish
adv. önemli bir şekilde, ehemmiyetli bir şekilde, önemle; gururlu bir şekilde, burnu havada bir şekilde, burnu büyük bir şekilde, övüngen bir şekilde
IMPORTATION : English Turkish
n. ithalat, ithal malı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani