Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IMPOVERISHED : English Turkish

adj. fakir, fakirleşmiş, fakirleştirilmiş, yoksul, yoksullaştırılmış; zayıf, zayıflatılmış, doğal zenginliğinden ve gücünden yoksun bırakılmış

IMPOVERISHER : English Turkish

n. fakirleştiren kimse, yoksullaştıran kimse; zayıflatan kimse, doğal zenginlikten ve güçten yoksun bırakan kimse

IMPOVERISHMENT : English Turkish

n. fakirleşme, güçsüzleşme

IMPRACTICABILITY : English Turkish

n. uygulanamazlık, pratik olmama, kullanışsızlık, geçilmezlik

IMPRACTICABLE : English Turkish

adj. uygulanamaz, yapılamaz, kullanışsız, ele avuca sığmaz, geçilmez

IMPRACTICABLY : English Turkish

adv. uygulanamaz bir şekilde, pratiğe dökülemez bir şekilde, elverişsiz bir şekilde, kullanışsız bir şekilde

IMPRACTICAL : English Turkish

adj. pratik olmayan, beceriksiz, mantıksız, kullanışsız

IMPRACTICALITY : English Turkish

n. pratik olmama

IMPRECATE : English Turkish

v. beddua etmek, lanet okumak

IMPRECATION : English Turkish

n. beddua, lanet

IMPRECATOR : English Turkish

n. başka birine lanet okuyan kimse, başkasına küfreden kimse

IMPRECATORY : English Turkish

adj. lanet olası, lanet

IMPRECISE : English Turkish

adj. kesin olmayan, tam doğru olmayan, tam isabetli olmayan

IMPRECISELY : English Turkish

adv. kesin olmayan bir şekilde, tam doğru olmayan bir şekilde, tam isabetli olmayan bir şekilde

IMPRECISENESS : English Turkish

n. kesin olmama, tam doğru olmama, tam isabetli olmama

IMPRECISION : English Turkish

n. kesin olmama, tam doğru olmama, tam isabetli olmama

IMPREGNABILITY : English Turkish

n. zaptedilememe, etkilenmeme

IMPREGNABLE : English Turkish

adj. zaptedilemez, ele geçirilemez, etkilenmez, dayanıklı, içirilebilir

IMPREGNABLY : English Turkish

adv. dayanıklı bir şekilde, ele geçirilemez bir şekilde, zapt edilemez bir şekilde; su götürmez bir şekilde, tartışma götürmez bir şekilde, tartışmasız bir şekilde

IMPREGNATE : English Turkish

v. hamile bırakmak, döllemek, aşılamak, içirmek, emdirmek

IMPREGNATE : English Turkish

n. hamile, gebe, döllenmiş, aşılanmış, doymuş, emmiş

IMPREGNATED : English Turkish

adj. döllenmiş, döllendirilmiş, hamile; emdirilmiş, doygun

IMPREGNATION : English Turkish

n. hamile bırakma, dölleme, aşılama, empoze etme, doyurma, emdirme

IMPRESARIO : English Turkish

n. impresaryo, temsil düzenleyen kişi, menejer

IMPRESCRIPTIBILITY : English Turkish

n. daimi olma, sürekli olma, zamanaşımına uğramama, kazanılmış olma, yasal olarak elde edilmiş olma (Hukuk)