Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IMPROPER NUMBER : English Turkish

hayali sayı

IMPROPER USE : English Turkish

n. yanlış kullanım

IMPROPERLY : English Turkish

adv. doğru olmayan bir şekilde, yanlış bir şekilde; nazikçe olmayan bir şekilde, kaba bir şekilde; uygun olmayan bir şekilde, yakışıksız bir şekilde; sıradan olmayan bir şekilde, olağan olmayan bir şekilde

IMPROPERNESS : English Turkish

n. doğru olmama, yanlış olma durumu; nazikçe olmama durumu, kabalık; uygun olmama durumu, uygunsuzluk, yakışıksızlık; sıradan olmama, olağan olmama

IMPROPRIETY : English Turkish

n. uygunsuzluk, yanlışlık, yanlış kullanma

IMPROVABILITY : English Turkish

n. geliştirilebilirlik, geliştirilebilme, geliştirilebilir olma yetisi, daha iyi bir hale getirilebilir olma yetisi

IMPROVABLE : English Turkish

adj. düzeltilebilir, geliştirilebilir, daha iyi olabilir

IMPROVABLENESS : English Turkish

n. geliştirilebilirlik, geliştirilebilme, geliştirilebilir olma yetisi, daha iyi bir hale getirilebilir olma yetisi

IMPROVABLY : English Turkish

adv. geliştirilebilir bir şekilde, daha iyi bir hale getirilebilir bir şekilde, geliştirilmeye müsait bir şekilde

IMPROVE : English Turkish

v. geliştirmek, düzelmek, düzeltmek, iyileştirmek, ilerletmek, artırmak, iyileşmek, ıslah etmek, ilerlemek, gelişmek, yükselmek

IMPROVE MANNERS : English Turkish

davranışlarını geliştirmek, davranışlarını geliştirtmek, kibarca davranmayı öğrenmek, kibarca davranmayı öğretmek, yaraşır davranmayı öğrenmek, yaraşır davranmayı öğretmek

IMPROVE PROFICIENCY : English Turkish

ilgiyi arttırmak, uzmanlaşmak

IMPROVED : English Turkish

adj. gelişmiş, düzelmiş, iyileşmiş, ilerlemiş

IMPROVED THE SITUATION : English Turkish

durumu geliştirdi, durumu iyileştirdi, şartları geliştirdi, koşulları iyileştirdi

IMPROVED VALUE : English Turkish

gelişmiş değer, yeniden değerlendirme sonucu oluşan güncel değer

IMPROVED VERSION : English Turkish

gelişmiş versiyon, geliştirilmiş versiyon, yükseltilmiş versiyon, daha iyi bir hale getirilmiş model, yenilenmiş tip

IMPROVEMENT : English Turkish

n. düzelme, düzeltme, ıslah, gelişme, ilerleme, iyileşme, artma, verimli hale getirme, ıslah etme, kalkındırma, yenilik

IMPROVEMENT IN THE SITUATION : English Turkish

durumda düzelme, durumda gelişme, durumun iyileşmesi

IMPROVEMENTS : English Turkish

n. (Finans) ıslahat giderleri, iyileştirme giderleri, bir mülkün bakım veya tamir yapılması yerine düzenli bir şekilde iyileştirilmesi giderleri; ana toprağa kalıcı olarak bağlı obje

IMPROVER : English Turkish

n. yenilikçi, düzelten kimse, reformcu, düzeltici, gönüllü çalışan kimse

IMPROVIDENCE : English Turkish

n. ihtiyatsızlık, tedbirsizlik, tutumsuzluk, israf

IMPROVIDENT : English Turkish

adj. tedbirsiz, müsrif, tutumsuz, sağgörüsüz

IMPROVIDENTLY : English Turkish

adv. basiretsizce, düşüncesizce, tedbirsizce, dikkat etmeden; tutumsuzca, israf ederek, gelecekteki ihtiyaç durumu düşünülmeden

IMPROVING : English Turkish

n. geliştirme

IMPROVING : English Turkish

adj. geliştirici