Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN PUBLIC : English Turkish

herkesin içinde, alenen, herkesin önünde

IN PUP : English Turkish

adj. gebe (köpek), hamile (köpek)

IN PURSUANCE OF : English Turkish

uygun olarak

IN PURSUANT OF : English Turkish

adv. göre, uygun olarak

IN QUADRUPLICATE : English Turkish

dört nüsha olarak, dört kopya şeklinde

IN QUALITY : English Turkish

adj. nitel

IN QUEER STREET : English Turkish

problemli, sorunlu, sorun içinde (Argo)

IN QUEST OF : English Turkish

ardında, aranmasında

IN QUESTION : English Turkish

söz konusu olan

IN QUIET : English Turkish

adv. sessizce, yavaşça

IN QUIRE : English Turkish

adj. ciltlenmemiş, forma halinde

IN RAGS : English Turkish

lime lime, paçavra gibi, üstü başı perişan

IN RE : English Turkish

hakkında

IN REAL LIFE : English Turkish

gerçek hayatta, günlük hayatta, İnternet dışındaki hayatta (insanların işleri, özel deneyimleri, vs. hakkında yazarken İnternet haber gruplarında kullanılan ifade), IRL

IN REALITY : English Turkish

gerçekte, aslında

IN REGULAR ARMY SERVICE : English Turkish

normal askerlik hizmetinde, zorunlu askerlik görevinde

IN RELIANCE ON : English Turkish

adv. güvenerek

IN RELIANCE UPON : English Turkish

adv. güvenerek

IN REM : English Turkish

aynı

IN REMEMBRANCE : English Turkish

anısına, hatırasına, onuruna, şerefine

IN REPLY TO : English Turkish

cevap olarak, cevaben

IN REPOSE : English Turkish

n. sakin, hareketsiz

IN RESENTMENT : English Turkish

alınarak, gücenerek, küserek, darılarak, kırılarak

IN RESERVE : English Turkish

yedek olarak

IN RESPECT OF : English Turkish

gelince, konusunda, ilgili olarak, göre