Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN SOBER FACT : English Turkish

adv. gerçekte, aslında

IN SOME DEGREE : English Turkish

ir dereceye kadar, bir ölçüde, nispeten

IN SOME MEASURE : English Turkish

ir dereceye kadar, bir yere kadar, belli bir mertebeye kadar

IN SOME RESPECTS : English Turkish

azı konularda

IN SOOTH : English Turkish

gerçekten, gerçekte

IN SOOTH TO SAY : English Turkish

adv. doğrusu, gerçekte

IN SORROW THOU SHALT BRING FORTH CHILDREN : English Turkish

insan anneler ağrılı bir şekilde doğum yağacak (İncil)

IN SPADES : English Turkish

adv. hem de nasıl, fazlasıyla

IN SPECIE : English Turkish

nakit

IN SPITE OF : English Turkish

ağmen

IN SPITE OF EVERYTHING : English Turkish

her şeye rağmen, her halükârda

IN SPITE OF HIM : English Turkish

ona rağmen

IN SPITE OF ONESELF : English Turkish

adv. elinde olmadan, gayri ihtiyari, iradesi dışında, istemsiz olarak

IN SPITE OF THAT : English Turkish

-sına rağmen,
maya rağmen

IN SPOTS : English Turkish

arasıra, bazen evet bazen hayır, bazen açık bazen kapalı

IN STAGES : English Turkish

adj. kademeli

IN STATE OF FLUX : English Turkish

değişim halinde, sürekli değişip duran bir durumda, değişip duran

IN STATE OF NEGLECT : English Turkish

adv. bakımsız bir durumda

IN STATE OF UNDRESS : English Turkish

adv. çıplak olarak, yarı çıplak

IN STATE OF UNREPAIR : English Turkish

adv. harap durumda

IN STATU NASCENDI : English Turkish

orijinal halinde, ilk formunda, ilk biçiminde

IN STEP : English Turkish

ayak uydurarak

IN STIR : English Turkish

adj. hapiste, kodeste

IN STOCK : English Turkish

eldeki

IN STORAGE : English Turkish

depoda, depolanmış, saklanmış, bir saklama yerine konulmuş (daha sonra kullanılmak üzere saklanmış)