Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN SERRIED RANKS : English Turkish

seriler şeklinde, diziler şeklinde, sıralar şeklinde

IN SERVICE : English Turkish

adj. faaliyette, işlek

IN SERVICE TRAINING : English Turkish

n. hizmet içi eğitim

IN SEVERALTY : English Turkish

ayrı olarak, parça parça, ayrık bir şekilde, ferdî bir şekilde, şahsi bir şekilde, kişisel bir şekilde, bireysel bir şekilde

IN SHAPE : English Turkish

iyi bir şekilde, iyi bir biçimde, iyi bir fiziksel formda; formunda, görüntüsü yerinde, iyi bir görüntüde

IN SHOCK : English Turkish

şokta, şoka girmiş, şok içinde, şoke bir halde, bir kaza veya travma sonrası büyük bunalım içinde; şaşırmış, şaşırtılmış, sarsılmış

IN SHORE : English Turkish

kıyıya yakın, karaya yakın

IN SHORT : English Turkish

kısaca, kısacası, uzun lâfın kısası

IN SHORT ORDER : English Turkish

çabucak, hemen

IN SHRIFT : English Turkish

günah çıkaran, itirafta bulunan (bir papaza)

IN SIGHT : English Turkish

görünürde, gözle görünür yerde

IN SIGHT OF : English Turkish

gözü önünde,
nın hemen yanında,
yı görecek kadar yakında

IN SILENCE : English Turkish

sessizce, ses çıkarmadan

IN SILICO : English Turkish

siliko içinde, silikoda, bir sanal veya siber gerçeklik ortamında (bir bilgisayar simülasyonu olarak)

IN SIMPLE WORDS : English Turkish

asit kelimelere, sade kelimelerle, yalın sözcüklerle, anlaşılır bir dille

IN SIN : English Turkish

günahkârca bir yaşam sürme, günahkâr bir şekilde yaşama, yanlış şeyler yapma

IN SINGLE FILE : English Turkish

tek sıra, tek sıra halinde

IN SITU : English Turkish

ait olduğu yerde, doğal yerinde, olması gereken yerde, mahallinde, asıl yerinde (Latince)

IN SMALL : English Turkish

minyatür bir şekilde, küçük ölçekte, küçük bir şekilde

IN SMALL DOSES : English Turkish

küçük dozlarda, düşük dozlarda, az miktarda

IN SMB.'S PRAISE : English Turkish

adv. övücü

IN SMOOTH WATER : English Turkish

arışçıl bir halde, refah içinde, huzurlu bir halde

IN SNATCHES : English Turkish

adv. kesik kesik, düzensiz aralıklarla, ara sıra

IN SO FAR AS : English Turkish

-ye kadar,
dığı kadar,
sına kadar

IN SO MANY WORDS : English Turkish

harfi harfine, birebir bir şekilde, uzun uzadıya, açık açık