Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

IN TROUBLE WITH THE LAW : English Turkish

kanunla başı dertte, suç işledi

IN TRUE : English Turkish

uygun, tamamen uyan

IN TRUST : English Turkish

gözetiminde, himayesinde, korumasında

IN TRUTH : English Turkish

hakikaten

IN TUNE : English Turkish

akortlu, hatta, uyum halinde

IN TUNE WITH : English Turkish

ile uyumlu, ile birbirine uyan, ile anlaşmalı, ile birbirine uygun

IN TUNE WITH THE TIMES : English Turkish

zamanında uygun, çağdaş, modern, yaşadığı güne ve çağa uygun

IN TURN : English Turkish

sırayla

IN TWAIN : English Turkish

ikili olarak, ikişerli olarak

IN TWELVE HOURS : English Turkish

adv. oniki saat içinde

IN TWENTY FOUR HOURS : English Turkish

adv. yirmi dört saat içinde

IN TWO : English Turkish

ikiye, iki parçaya

IN TWO MONTHS : English Turkish

iki ay içinde, iki ayda, sekiz hafta sonra, şimdiden iki ay sonra

IN TWO SHAKES : English Turkish

hemencecik

IN TWO TICKS : English Turkish

kaşla göz arasında, hemen

IN TWO VOICES : English Turkish

iki sesli, çift sesten oluşan, iki ayrı sesi olan, iki değişik ses içeren

IN TWOS : English Turkish

ikişer ikişer

IN TYPE : English Turkish

askıya hazır

IN UNISON : English Turkish

hep bir ağızdan, hep birlikte

IN UNISON WITH : English Turkish

adv. uyum içinde

IN USE : English Turkish

geçerli

IN UTERO : English Turkish

ahim içinde, dölyatağı içinde; henüz doğmamış

IN UTTER DESPAIR : English Turkish

tamamen ümitsizlik içinde, hiçbir ümit olmadan

IN UTTER DISARRAY : English Turkish

karmakarışık, karman çorman, tamamen düzensiz

IN VAIN : English Turkish

oşuna