Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN YOUR INTEREST : English Turkish

senin yararına, sizin yararınıza, senin faydana, senin için

IN-DEPTH TREATMENT : English Turkish

derinlemesine tedavi, kapsamlı sağaltım, ayrıntılı terapi, derinlemesine iyileştirme, yoğun bakım

IN-FLIGHT : English Turkish

adj. uçuş sırasında, havadayken, uçaktayken, bir hava aracında seyahat ederken

IN-FLIGHT MOVIE : English Turkish

uçuş sırasında sinema, havadayken izlenen film, uçaktayken gösterilen film, bir hava aracında seyahat ederken eğlence amacıyla yolculara izletilen film

IN-LAW : English Turkish

hısım, üvey, evlenmeyle edinilen akraba, karı veya kocanın en yakın akrabaları

INA BAUER : English Turkish

n. Ina Bauer, (1941 doğumlu) Alman artistik buz pateni şampiyonu (1957'den 1959'a kadar şampiyonluk kazanmıştır); artistik patinajda zarif kartal duruşu hareketi

INABILITY : English Turkish

n. yetersizlik, acizlik, gücü olmama, iktidarsızlık, olanaksızlık

INABILITY TO PAY : English Turkish

ödeyememe, ödeme zorluğu, borçlarını ödeyememe

INABILITY TO WITHSTAND DISAPPOINTMENT : English Turkish

hayal kırıklığına dayanamama, şaşkınlığa dayanamama, hayal kırıklığına kötü tepki verme

INACCESSIBILITY : English Turkish

n. ulaşılmazlık, erişilmezlik

INACCESSIBLE : English Turkish

adj. ulaşılamaz, yaklaşılamaz, erişilemez

INACCESSIBLY : English Turkish

adv. erişilemez bir şekilde, ulaşılamaz bir şekilde, yaklaşılamaz bir şekilde, elde edilemez bir şekilde

INACCURACY : English Turkish

n. yanlışlık, yanlış, hata, kusur

INACCURATE : English Turkish

adj. yanlış, hatalı, kusurlu

INACCURATE STATEMENT : English Turkish

doğru olmayan ifade, hatalı ifade, yanlış ifade, doğru olmayan bilgi içeren ifade

INACCURATELY : English Turkish

adv. doğru olmayan bir şekilde, hatalı bir şekilde, yanlış olarak

INACTION : English Turkish

n. hareketsizlik, durgunluk, tembellik, etkisizlik

INACTIVATE : English Turkish

v. aktif olmayan hale getirmek, pasifleştirmek, etkinsizleştirmek, faaliyet dışı bırakmak, faaliyette olmayan bir hale getirmek; durağanlaştırmak, durağan bir hale getirmek

INACTIVATED : English Turkish

adj. aktif olmayan bir hale getirilmiş, pasifleştirilmiş, etkinsizleştirilmiş, faaliyet dışı bırakılmış, faaliyette olmayan bir hale getirilmiş; durağanlaştırılmış, durağan bir hale getirilmiş

INACTIVATION : English Turkish

n. aktif olmayan hale getirme, pasifleştirme, etkinsizleştirme, faaliyet dışı bırakma, faaliyette olmayan bir hale getirme; durağanlaştırma, durağan bir hale getirme

INACTIVATOR : English Turkish

n. inaktivatör, (Tıp) aktif olmayan başka bir maddeyi eriten madde

INACTIVE : English Turkish

adj. hareketsiz, pasif, çalışmayan, etkisiz, tembel, atıl, durgun, nötr

INACTIVE CORPORATION : English Turkish

pasif şirket, çalışmayan şirket, aktif olmayan şirket, iş yapmayan şirket

INACTIVE PARTICIPATION : English Turkish

aktif olmayan katılım, pasif katılım

INACTIVE WINDOW : English Turkish

aktif olmayan pencere, etkin olmayan pencere, pasif pencere, halihazırda kullanılmayan pencere