English Turkish
INCENSE : English Turkish
n. tütsü, buhur, tütsü kokusu, yağlama, pohpohlama
INCENSE : English Turkish
v. kızdırmak, sinirlendirmek, çileden çıkarmak, tütsü yakmak, tütsülemek, yağlamak, pohpohlamak
INCENSE BURNER : English Turkish
uhurdan, tütsü kabı
INCENSED : English Turkish
adj. kızgın, öfkeli
INCENSEMENT : English Turkish
n. sinir, öfke, hiddet, kızgınlık; bıkkınlık, çileden çıkma; kızışma
INCENSER : English Turkish
n. kışkırtan kimse, ayartan, fitne sokan, provoke eden, tahrik eden, harekete geçiren
INCENSORY : English Turkish
n. tütsü kabı, buhurdan
INCENTIVE : English Turkish
n. dürtü, güdü, isteklendirme, teşvik etme, özendirme
INCENTIVE : English Turkish
adj. teşvik edici, harekete geçirici, özendirici
INCENTIVE AWARD : English Turkish
teşvik ödülü, teşvik edici ödül, bir kimseyi daha büyük çabalar göstermeye teşvik eden ödül, motivasyonu arttırmak için sunulan ödül
INCENTIVE BONUS : English Turkish
n. teşvik primi
INCENTIVE PAY : English Turkish
teşvik primi
INCENTIVE PRIZE : English Turkish
n. teşvik ödülü, teşvik edici ödül, bir kimseyi daha büyük çabalar göstermeye teşvik eden ödül, motivasyonu arttırmak için sunulan ödül
INCENTIVISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) teşvik etmek, cesaretlendirmek, motive etmek (incentivize olarak da yazılır)
INCENTIVISED : English Turkish
adj. (Britanya İngilizcesi) teşvik edilmiş, cesaretlendirilmiş, motive edilmiş (incentivized olarak da yazılır)
INCENTIVIZE : English Turkish
v. (Amerikan İngilizcesi) teşvik etmek, cesaretlendirmek, motive etmek (incentivise olarak da yazılır)
INCENTIVIZED : English Turkish
adj. (Amerikan İngilizcesi) teşvik edilmiş, cesaretlendirilmiş, motive edilmiş (incentivised olarak da yazılır)
INCEPT : English Turkish
v. vücuda alma, ağız yoluyla alma, içine çekme
INCEPTION : English Turkish
n. başlangıç, başlama
INCEPTION OF A PARTY : English Turkish
ir partinin kurulması, siyasi bir partinin kurulması
INCEPTIVE : English Turkish
adj. başlama, bağlayan, başlayan, baştaki
INCEPTIVE VERB : English Turkish
aşlama belirten fiil
INCERTITUDE : English Turkish
n. şüphe, kararsızlık, tereddüd
INCESSANT : English Turkish
adj. sürekli, devamlı, aralıksız, ardı arkası kesilmeyen
INCESSANT RAIN : English Turkish
n. kesintisiz tren, aralıksız tren, devamlı tren
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani