English Turkish
INDIVIDUAL EQUIPMENT : English Turkish
ireysel ekipman, şahsi donanım, kişisel kullanım ekipmanı
INDIVIDUAL INITIATIVE : English Turkish
ireysel girişim, özel kişi tarafından tesis edilen ve para kazanan şirket
INDIVIDUAL INSTRUCTION : English Turkish
şahsi eğitim, özel eğitim
INDIVIDUAL LEARNING : English Turkish
şahsi öğrenme, özel öğrenim, kendi kendine öğrenme, kendi halinde öğrenme, kendi hızında öğrenme
INDIVIDUAL OPINION : English Turkish
şahsi görüş, kişisel fikir; bir yargıcın çoğunluğunkinden farklılık gösteren görüşü
INDIVIDUAL PROPRIETORSHIP : English Turkish
kişisel mal sahipliği, bireysel sahiplik, şahsi sahiplik, bir şirketin özel sahipliği
INDIVIDUAL PSYCHOLOGY : English Turkish
kişisel psikoloji, şahsi psikoloji, birebir psikolojik tedavi
INDIVIDUAL RETIREMENT ACCOUNT : English Turkish
Özel Kişisel Emeklilik Planı, bireysel çalışanların maaşlarının bir kısmını emekliye ayrıldıktan sonra çekmek için bankaya yatırabildikleri ertelenen harç emanet fonu, IRA
INDIVIDUAL STALK : English Turkish
ireysel sokulma, şahsi sokulma, tek tek kişilerin düşmanı şaşırtmak için sessizce ve dikkatlice gerçekleştirdikleri hareket
INDIVIDUAL TREATMENT : English Turkish
ireysel tedavi, şahsi tedavi, kişisel tedavi, kişinin ve/veya durumun ayırt edici özelliğine dayanan tedavi yöntemi
INDIVIDUALISATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) bireyselleştirme, bireyselleşme, ferdîleştirme, ferdîleşme, kişiselleştirme, kişiselleşme, ayırt edici veya bireysel yapma (individualization olarak da yazılır)
INDIVIDUALISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) bireyselleştirmek, bireyselleşmek, ferdîleştirmek, ferdîleşmek, kişiselleştirmek, kişiselleşmek, ayırt edici veya bireysel yapmak (individualize olarak da yazılır)
INDIVIDUALISM : English Turkish
n. bireycilik, bencillik
INDIVIDUALIST : English Turkish
n. bireyci, bireyselci, ferdiyetçi, bağımsız bir şekilde hareket eden veya düşünen kimse, geleneklere uymayan kimse; bireyciliği savunan
INDIVIDUALISTIC : English Turkish
adj. bireysel
INDIVIDUALITY : English Turkish
n. şahsiyet, özgünlük, orijinallik, kendine özgülük, benlik, ferdiyetçilik
INDIVIDUALIZATION : English Turkish
n. (Amerikan İngilizcesi) bireyselleştirme, bireyselleşme, ferdîleştirme, ferdîleşme, kişiselleştirme, kişiselleşme, ayırt edici veya bireysel yapma (individualisation olarak da yazılır)
INDIVIDUALIZE : English Turkish
v. bireyleştirmek, ferdileştirmek, ayrı tutmak, tek tek ele almak
INDIVIDUALLY : English Turkish
adv. tek tek bir şekilde; ayrı ayrı bir biçimde, ayrı olarak; şahsi bir şekilde, ferdî bir şekilde, kişisel bir şekilde; eşsiz bir şekilde
INDIVIDUATE : English Turkish
v. özgünleştirmek, ayırt etmek, bireyleştirmek
INDIVIDUATED : English Turkish
adj. ayırt edilmiş, bireyselleştirilmiş, bireysel bir karakter verilmiş, şahsi veya ayrı bir hale getirilmiş, tek, eşsiz
INDIVIDUATION : English Turkish
n. ayırt etme, bireyselleştirme, bireysel bir karakter verme, şahsi veya ayrı bir hale getirilme, tek bir hale getirme, eşsizleştirme
INDIVISIBILITY : English Turkish
n. bölünmezlik
INDIVISIBLE : English Turkish
adj. bölünmez, bölünemez
INDIVISIBLE : English Turkish
n. bölünemez sayı, kesirsiz sayı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani