Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INGRATIATE ONESELF WITH : English Turkish

v. gözüne girmeğe çalışmak, kendini sevdirmeye çalışmak

INGRATIATING : English Turkish

adj. sokulgan

INGRATIATING BEHAVIOR : English Turkish

ir kimseyi yardımda sevke etme amacı taşıyan davranış

INGRATIATINGLY : English Turkish

adv. kabul edilebilir bir şekilde, hoşnutluk veren bir şekilde, makul bir şekilde; aşırı saygılı bir şekilde, yaltakçı bir şekilde, dalkavukça

INGRATIATION : English Turkish

n. kendini zorla kabul ettirme, zorla yardım alma

INGRATITUDE : English Turkish

n. nankörlük

INGRAVESCENT : English Turkish

adj. kötüleşen, ağırlaşan

INGREDIENT : English Turkish

n. bileşim maddesi, bileşen, içerik, malzeme, unsur, etken

INGREDIENTS : English Turkish

n. içindekiler, malzemeler

INGRES : English Turkish

n. Ingres, soyadı; Jean-Auguste Dominique Ingres (
1867), Fransız ressam

INGRESS : English Turkish

n. girme, giriş

INGRESSION : English Turkish

n. giriş, girme yeri

INGRESSIVE : English Turkish

adj. giriş ile ilgili, girme ile ilgili; ağız içine hava alma ile çıkarılan sesle ilgili (Dilbilimi)

INGRID : English Turkish

n. Ingrid, kadın ismi

INGRID BERGMAN : English Turkish

Ingrid Bergman, (
1982) İsveçli kadın sinema oyuncusu, "Şark Ekspresinde Cinayet" rolüyle en iyi yardımcı oyuncu 1974 Akademi Ödülü sahibi

INGROUP : English Turkish

n. grup, hizip, klik, ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup (Sosyoloji)

INGROWING : English Turkish

adj. içeriye doğru büyüyen, batan

INGROWN : English Turkish

adj. içe doğru büyümüş, batık, kökleşmiş

INGROWN NAIL : English Turkish

n. içe doğru büyüyen tırnak, ete doğru gelişen tırnak, tırnağın ete doğru büyüyen kenarı, onikokriptoz; oniksiz, tırnak batması

INGROWTH : English Turkish

n. içeriye büyüme, batma

INGUEN : English Turkish

n. (Anatomi) kasık, uyluğun karın ile birleştiği alan; karnın pubik bölgenin her iki tarafındaki alt yanal alanı

INGUINAL : English Turkish

adj. kasığa ait, kasık

INGULF : English Turkish

v. yutmak, tüketmek, içine çekmek; batırmak, daldırmak, gömmek, sokmak

INGURGITATE : English Turkish

v. tıkınmak, oburca yutmak, lüplemek

INGURGITATION : English Turkish

n. tıkınma, oburca yutma