Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INFUSER : English Turkish

n. demlik

INFUSIBILITY : English Turkish

n. erimez olma durumu, erimezlik

INFUSIBLE : English Turkish

adj. eritilmez, ergimez

INFUSION : English Turkish

n. içine dökme, katma, demleme, telkin, aşılama, damara zerketme, demlenmiş içecek

INFUSORIA : English Turkish

n. Haşlamlılar, tek hücreli canlılar sınıfı (Zooloji)

INFUSORIAL : English Turkish

adj. haşlamlılara ait

INFUSORIAN : English Turkish

adj. haşlamlılara ait

INFUSORIUM : English Turkish

n. tek hücreli hayvan, haşlamlı

INGATE : English Turkish

n. kapı, giriş; ağız, açılış, açıklık; metal eritme ve dökme için kullanılan kalıp açıklığı

INGATHER : English Turkish

v. toplamak, bir araya getirmek

INGATHERING : English Turkish

n. hasat, mahsul, hasat toplama

INGATHERING OF THE EXILES : English Turkish

sürgündekilerin toplanması, (Eski Ahit) Ingathering of the Diasporas (Diyasporanın Toplanması), anayurtlarına tekrar dönecekleri ve hayatlarının eskiden olduğu gibi iyi olacağı konusunda ölümünden önce Musa peygamber tarafından İsrail Halkı'na verilen söz

INGEMINATE : English Turkish

v. tekrarlamak

INGENIOUS : English Turkish

adj. marifetli, hünerli, becerikli, usta, ustaca yapılmış, zeki, yaratıcı

INGENIOUSLY : English Turkish

adv. ustalıkla, zeki bir şekilde, yaratıcı bir şekilde, işi bilen bir şekilde, uyanık bir şekilde

INGENIOUSNESS : English Turkish

n. beceriklilik, yaratıcılık, ustalık, beceri, marifet

INGENUE : English Turkish

n. saf kız

INGENUITY : English Turkish

n. marifet, ustalık, beceri, hüner, yaratıcılık

INGENUOUS : English Turkish

adj. açık sözlü, saftrik, doğal, temiz kalpli, içten, saf, masum

INGENUOUSLY : English Turkish

adv. masumca, masum bir şekilde, naif bir şekilde, safça; samimi bir şekilde, içten bir şekilde, açık açık

INGENUOUSNESS : English Turkish

n. açık sözlülük, temiz kalplilik, içtenlik, saflık

INGERENCE : English Turkish

n. karışma, müdahale; ihlal, gasp, zorla girme

INGEST : English Turkish

v. mideye indirmek, yemek, yutmak

INGESTA : English Turkish

n. yenmiş, mideye indirilmiş, yutulmuş, içe çekilmiş, vücuda alınmış (özellikle yemek)

INGESTANT : English Turkish

n. yenmiş madde, mideye indirilmiş madde, yutulmuş madde, içe çekilmiş madde, vücuda alınmış madde, ağız yoluyla alınmış madde