Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INSTINCT : English Turkish

n. içgüdü, sezgi, yetenek, kabiliyet

INSTINCT : English Turkish

adj. dolu

INSTINCT FOR BUSINESS : English Turkish

ticaret içgüdüsü, ticaret kafası, ticaret becerisi, doğal ticaret yetisi, iş yapma doğal becerisi

INSTINCT OF SELF PRESERVATION : English Turkish

n. kendini koruma içgüdüsü

INSTINCT WITH : English Turkish

dolu

INSTINCTIVE : English Turkish

adj. içgüdüsel, doğuştan var olan

INSTINCTIVELY : English Turkish

adv. içgüdüsel bir şekilde, doğal bir şekilde, spontane olarak, otomatik olarak

INSTINCTUAL : English Turkish

adj. içgüdüsel, doğal, spontane, otomatik, içten gelen

INSTITOR : English Turkish

n. (Medenî Hukuk) mağaza görevlisi; aracı

INSTITUTE : English Turkish

n. enstitü, klinik, kurum, kuruluş

INSTITUTE : English Turkish

v. kurmak, açmak, başlatmak, atamak, tayin etmek

INSTITUTE AN INQUIRY : English Turkish

v. soruşturma açmak, soruşturma başlatmak

INSTITUTE FOR APPLIED PSYCHOLOGY : English Turkish

uygulamalı psikoloji enstitüsü, uygulamalı psikoloji araştırmaları yapılan enstitü

INSTITUTE FOR PUBLIC OPINION POLLS : English Turkish

kamuoyu yoklamaları enstitüsü, kamuoyu araştırmalarında uzmanlaşmış merkez

INSTITUTE LEGAL PROCEEDINGS : English Turkish

kanuni takibat başlatmak

INSTITUTER : English Turkish

n. kurucu, kuran kimse, tesis eden kimse; bir cemaat veya kiliseye papaz atayan kimse (Amerikan Piskoposluk Kilisesi)

INSTITUTES : English Turkish

n. yasalar, kurallar, hukuk el kitabı

INSTITUTION : English Turkish

n. kurum, dernek, kuruluş, tesis, kurum binası, tımarhane, hapishane, yerleşmiş uygulama, tanınan kimse, kurma, tesis etme, atama

INSTITUTION OF HIGHER LEARNING : English Turkish

yüksek öğrenim enstitüsü, liseden sonra devam edilen eğitim kurumu

INSTITUTION OF MARRIAGE : English Turkish

evlilik kurumu, evlilik müessesesi, sosyal ve dinsel bir anlaşma olarak evlilik

INSTITUTIONAL : English Turkish

adj. kurumsal, geleneksel

INSTITUTIONAL ADVERTISING : English Turkish

n. prestij artırmak için yapılan reklâm

INSTITUTIONAL INVESTORS : English Turkish

kurumsal yatırımcılar, yatırıma büyük miktarlarda paralar ayıran teşkilatlar

INSTITUTIONAL MARKET : English Turkish

kurumsal piyasa, kurumsal müşteriler, bireysel olmayan tüketici müşteriler grubu, müşteri olarak şirketler sanayiler ve fabrikalar

INSTITUTIONALISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) kurumsallaştırma, kurumsallaşma, bir şeyi bir kuruma dönüştürme (gelenek kanun hukuk davranış biçimi vs gibi); kuruma yerleştirme, bir kimseyi bir kuruma yerleştirme, bir kimseyi bir kuruma sokma (institutionalization olarak da yazılır)