Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INTRALOBULAR : English Turkish

adj. intralbüler, lobül içinde olan (Anatomi)

INTRAMEMBRANOUS : English Turkish

adj. zar içi, zar içinde olan

INTRAMOLECULAR : English Turkish

adj. molekül içi, molekül içinde olan

INTRAMURAL : English Turkish

adj. okul içi, bina içinde yapılan, duvarlar içinde olan

INTRAMURALLY : English Turkish

adv. duvarlar arasında gerçekleşerek, duvarlara arasında, duvarlar içinde; okul veya başka bir kurum içinde; organ duvarları içinde (Anatomi, Tıp)

INTRAMUSCULAR : English Turkish

adj. kas içi

INTRANASAL : English Turkish

adj. intranazal, burun içinde bulunan, burun içinde meydana gelen

INTRANET : English Turkish

n. iç ağ, bir şirket içinde bilgisayar iletişimi ve İnternet hizmetlerini sağlayan sistem (Bilgisayar)

INTRANS. : English Turkish

n. geçişsiz fiil, dolaysız nesnesi olmayan fiil ile ilgili (Gramer)

INTRANSFERABLE : English Turkish

adj. transfer edilemez, devredilemez, bir kişiden veya yerden başka bir kişiye veya yere nakledilemez

INTRANSIGENCE : English Turkish

n. uyuşmazlık, inatçılık

INTRANSIGENT : English Turkish

adj. inat, uzlaşmaz

INTRANSIGENTLY : English Turkish

adv. uzlaşmaz bir biçimde, inatçı bir şekilde, sert bir şekilde, boyun eğmez bir şekilde

INTRANSITIVE : English Turkish

n. geçişsiz fiil

INTRANSITIVE : English Turkish

adj. geçişsiz

INTRANSITIVE VERB : English Turkish

geçisisz fiil, hiçbir zaman dolaysız nesne ile birlikte olmayan fiil (gelmek, oturmak, yürümek, vs.)

INTRANSITIVELY : English Turkish

adv. geçişsiz olarak, (Gramer) dolaysız nesne olmadan (fiil hakkında)

INTRANSITIVENESS : English Turkish

n. geçişsiz olma durumu, (Gramer) dolaysız nesne ile birlikte olmama niteliği (fiil hakkında)

INTRANT : English Turkish

adj. giren kimse, yeni başlayan kimse

INTRANUCLEAR : English Turkish

adj. çekirdek içi, çekirdek içinde olan

INTRAOCULAR : English Turkish

adj. intraoküler, göz küresi içinde olan, göz küresi içinde meydana gelen

INTRAOCULAR PRESSURE : English Turkish

intraoküler basınç, göz çukuru sıvısının neden olduğu göz içi basıncı

INTRAOPERATIVE : English Turkish

adj. intraoperatif, ameliyat sırasında kullanılan, ameliyat sırasında meydana gelen (Tıp)

INTRAOPERATIVELY : English Turkish

adv. intraoperatif olarak, ameliyat sırasında gerçekleşerek, ameliyat esnasında (Tıp)

INTRAORAL : English Turkish

adj. intraoral, ağız içinde bulunan