Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INTREPID : English Turkish

adj. cesur, korkusuz, gözüpek

INTREPIDITY : English Turkish

n. korkusuzluk, cesurluk, yiğitlik

INTREPIDLY : English Turkish

adv. yiğitçe, cesaretle, korkusuzca, yüreklice

INTRICACY : English Turkish

n. karışıklık, karmakarışıklık, anlaşılmazlık

INTRICATE : English Turkish

adj. karmakarışık, girift, dallı budaklı, karışık

INTRICATE OPERATION : English Turkish

karışık operasyon, karmaşık prosedür, kompleks işlem

INTRICATE REGULATION : English Turkish

karışık düzenleme, karmaşık kural, anlaşılması zor düzenleme

INTRICATELY : English Turkish

adv. karmaşık bir şekilde, kompleks bir şekilde, anlaşılması zor bir şekilde, karışık bir şekilde

INTRICATENESS : English Turkish

n. karmaşıklık, kompleks olma niteliği, çapraşıklık

INTRIGANT : English Turkish

n. entrikacı, kavga etmeyi kışkırtan eden kişi

INTRIGUANT : English Turkish

n. entrikacı, huzursuzluk yaratan kimse, tartışmaları kışkırtan kimse

INTRIGUE : English Turkish

n. entrika, dolap, fesat, dalavere

INTRIGUE : English Turkish

v. entrika çevirmek, gizlice sevişmek, ilgisini çekmek, ayartmak, kandırmak, şaşırtmak

INTRIGUED : English Turkish

adj. ilgisini çekmiş, meraklı, ilgili; büyülenmiş, etkilenmiş

INTRIGUER : English Turkish

n. entrikacı, düzenbaz, fitneci, hilekâr tip, dalavereci

INTRIGUING : English Turkish

adj. ilgi çekici, merak uyandırıcı, şaşırtıcı, entrikacı, düzenbaz, dalavereci

INTRIGUINGLY : English Turkish

adv. ilgi çekici bir şekilde, etkileyici bir şekilde, merak uyandırıcı bir şekilde, büyüleyici bir şekilde; komplo ve entrikalarla

INTRINSIC : English Turkish

adj. esas, asıl, gerçek

INTRINSIC QUALITY : English Turkish

esas nitelik, asıl nitelik, bir kişinin veya bir şeyin esas parçası olan nitelik

INTRINSIC SEMICONDUCTOR : English Turkish

katkısız yarıiletken, iletkenliğin sıcaklık tarafın belirlendiği yarıiletken (Malzeme Bilimi); katışıkları olmayan yarıiletken (Fizik)

INTRINSIC VALUE : English Turkish

gerçek değer

INTRINSICAL : English Turkish

adj. asıl, esaslı, temel; iç, dahili; kişisel; gerçek (ayrıca intrinsic)

INTRINSICALLY : English Turkish

adv. aslen, doğal olarak

INTRO : English Turkish

pref. içinde, içeriye doğru, içeride

INTRO : English Turkish

n. giriş, tanıtma eylemi; bir kişiye başka bir kişiyle tanıştırma; giriş, önsöz (kitapta veya başka bir çalışmada); tanıtılan bir şey, yeni bir şey; temel kitap, tanıtıcı el kitabı