English Turkish
LINE PRINTER : English Turkish
satır yazıcı, bir banda tek seferde bilgi basan yazıcı
LINE THROUGH : English Turkish
çizgi çekmek, karalamak
LINE UP : English Turkish
sıraya girmek, sıralamak, düzenlemek, kurmak, sıralanmak
LINE UP WITH : English Turkish
v. savunmak, yana olmak
LINE-DOT-LINE : English Turkish
Mors alfabesi harfleri
LINE-SHOOTER : English Turkish
n. övünen kimse, övüngen kimse, kendini beğenmiş övüngen kimse, son derece kibirli ve çenesi düşük kimse, böbürlenen kimse, hava atan kimse
LINEAGE : English Turkish
n. soy, köken, nesil, sülale
LINEAL : English Turkish
adj. çizgisel, doğrudan doğruya
LINEAL DESCENDANT : English Turkish
(Hukuk) birinin soyundan gelen kimse, doğrudan füru olan kimse, birinin neslinden olan kimse (torunları, torun çocuklarını, vs. dâhil ederek tüm nesiller boyunca çocuklar ve onların çocukları)
LINEALLY : English Turkish
adv. doğrudan doğruya, çizgisel olarak; soyla devam ederek
LINEAMENT : English Turkish
n. yüz hattı
LINEAMENTS : English Turkish
n. ayırıcı özellikler, yüz hatları; nitelikler, özellikler, kişisel özellikler
LINEAR : English Turkish
adj. çizgisel, doğrusal, birinci derece, linear
LINEAR ALGEBRA : English Turkish
doğrusal cebir, cebir dalı (Matematik)
LINEAR EQUATION : English Turkish
irinci derece denklem
LINEAR FIELD : English Turkish
doğrusal alan, lineer hız, doğrusal hız
LINEAR HEIR : English Turkish
füru mirasçısı, kanunen mirasçı olarak kabul edilen ölen kimsenin doğrudan mirasçısı
LINEAR MEASURE : English Turkish
uzunluk ölçüsü, uzunluk ölçümü
LINEAR MEASUREMENT : English Turkish
n. boy, uzunluk
LINEAR MOMENTUM : English Turkish
doğrusal momentum, fiziksel hareket ölçüsü, düz yöne doğu olan hız
LINEAR MOVEMENT : English Turkish
doğrusal hareket, düz çizgi üzerindeki hareket
LINEAR NETWORK : English Turkish
doğrusal ağ, kablosuz olmayan iletişim sistemi
LINEAR REGRESSION : English Turkish
doğrusal bağlanım, basit bağlanım, bir örneğin sonucunu açıklayan basit değişkenler bulmak için örnek sonucunu tamamlayan veya ona benzer doğrudan eşitlikler bulma
LINEAR TRANSFORMATION : English Turkish
doğrusal dönüşüm, lineer değişim, tek boyutlu değişim
LINEAR VELOCITY : English Turkish
lineer hız, düz bir çizgi yönünde meydana gelen hız
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani