English Turkish
OBSERVATORY : English Turkish
n. rasathane, gözlem evi
OBSERVE : English Turkish
v. dikkatle bakmak, görmek, gözetlemek, gözlemek, izlemek, incelemek, riayet etmek, uymak, yerine getirmek, kutlamak, farketmek, söylemek, demek, görüşünü bildirmek
OBSERVE CUSTOMS : English Turkish
gelenekleri yerine getirmek, geleneklere uymak, adetleri sürdürmek
OBSERVE LAWS : English Turkish
kanunlara uyma, yasalara uyma, kanunlara riayet etme
OBSERVE SILENCE : English Turkish
sessizliği bozmamak
OBSERVE THE SABBATH : English Turkish
Musevilikte tatil günü olan cumartesi gününde dini kurallara uymak
OBSERVER : English Turkish
n. gözlemci, gözcü, izleyici, itaat eden kimse, gözetmen
OBSERVING : English Turkish
adj. gözetleme, inceleme
OBSERVING : English Turkish
n. gözleme
OBSERVING SECTOR : English Turkish
gözetleme bölgesi, bir askere veya bir grup asker orada yapılan faaliyetleri izlemeleri ve bildirmeleri için verilen bölge
OBSERVING THE LAW : English Turkish
kanunlara uymak, yasalara riayet etmek, bir bölge kurallarını çok dikkati bir şekilde araştırma
OBSERVING THE PRECEPTS : English Turkish
mitsvayı yerine getirme, Yahudi dini kurallarını sürdürme
OBSERVING THE SABBATH : English Turkish
Musevilikte tatil günü olan cumartesi gününde dini kurallara uyma geleneğini devam ettirmek, Musevilikte tatil günü olan cumartesi gününü kutlamak
OBSERVINGLY : English Turkish
adv. gözleyerek, dikkatlice, titizce
OBSESS : English Turkish
v. kafasına takılmak, zihnine saplamak, saplantı haline gelmek, tedirgin etmek
OBSESSED : English Turkish
adj. tedirgin, endişeli, kafayı takmış, saplantı haline getirmiş
OBSESSED BY : English Turkish
-i saplantı haline getirmiş, dayanılmaz bir – isteği ,
hakkında düşünmekten vazgeçemiyor
OBSESSED WITH : English Turkish
-i saplantı haline getirmiş,
düşüncesinin etkisi altında kalmış
OBSESSINGLY : English Turkish
adv. kafasına takılmış bir şekilde; dürtü etkisiyle olan bir şekilde
OBSESSION : English Turkish
n. takıntı, saplantı, sabit fikir, sürekli endişe
OBSESSION COMPULSION : English Turkish
nevrotik saplantı, saplantı haline gelmiş olan bazı davranışları sürekli tekrarlama ihtiyacı
OBSESSIONAL : English Turkish
adj. takıntı ile ilgili, saplantı ile ilgili; kafası aşırı meşgul, zorunlu
OBSESSIVE : English Turkish
adj. akıldan hiç çıkmayan, saplantı haline gelmiş, sabit fikirli
OBSESSIVE NEED : English Turkish
obsesif ihtiyaç, görmezden gelinmesi mümkün olmayan ısrarlı ihtiyaç
OBSESSIVE-COMPULSIVE : English Turkish
adj. obsesif kompulsif, saplantı nevrozu ile ilgili, saplantı nevrozunun neden olduğu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani