English Turkish
OBTAIN VITAL INFORMATION : English Turkish
çok önemli bilgi almak, gerekli bilgiyi almak
OBTAINABILITY : English Turkish
n. elde edilebilirlik, ulaşılabilirlik, edinilebilir olma, ulaşılması mümkün olma durumu
OBTAINABLE : English Turkish
adj. sağlanabilir, elde edilebilir, bulunabilir
OBTAINABLY : English Turkish
adv. elde dilebilir bir şekilde, edinilebilir bir şekilde, başarılabilir bir şekilde
OBTAINER : English Turkish
n. sağlayan kimse veya şey; mirasçı; elde eden kimse
OBTAINING : English Turkish
n. edinme
OBTAINING BY FRAUD : English Turkish
varlığı veya mülkiyeti hilekâr yollarla kazanmak (cezayı gerektiren suç)
OBTAINING PERMISSION : English Turkish
izin almak, resmi veya resmi olmayan izin almak
OBTAINMENT : English Turkish
n. bulma, sağlama, elde etme, kazanma
OBTEST : English Turkish
v. istemek, yalvarmak, rica etmek; tanıklığa davet etmek; üzerinde durarak karşı koymak
OBTESTATION : English Turkish
n. yalvarma, rica; iddia; şahitlik için yapılan davet; üzerinde durarak karşı koyma
OBTRUDE : English Turkish
v. zorla sokulmak, zorla girmek, zorla kabul ettirmek, ısrarla ileri sürmek
OBTRUDER : English Turkish
n. zorla sokulan kimse veya şey; kesen şey; davetsiz misafir; dışarı çıkmış olan şey
OBTRUSION : English Turkish
n. sokma, sokulma, zorla kabul ettirme, yılışma, sırnaşma
OBTRUSIVE : English Turkish
adj. sıkıntı veren, zorla sokulan, sırnaşık, çıkıntılı
OBTRUSIVELY : English Turkish
adv. sıkıntı vererek, zorla; saldıran bir şekilde; çıkıntılı bir şekilde
OBTRUSIVENESS : English Turkish
n. zorla sokulma, sırnaşık olma niteliği; müdahalecilik, yayılabilirlik
OBTUND : English Turkish
v. köreltmek (uç, bıçak, vs.); hafifletmek (ağrıyı)
OBTUNDATION : English Turkish
n. uyuşturma, köreltme
OBTUNDENT : English Turkish
n. körelten bir şey, acıcı dindiren şey
OBTUNDENT : English Turkish
adj. uyuşturan, körelten, acıyı dindiren
OBTURATE : English Turkish
v. tıkamak, kapamak, kapatmak, mühürlemek
OBTURATION : English Turkish
n. tıkama, kapama, mühürleme
OBTURATOR : English Turkish
n. tıkayan kimse veya şey, kapatan kimse veya şey, engelleyen veya zorlaştıran şey
OBTUSE : English Turkish
adj. geniş, kesmez, kör, kalın kafalı, salak, duygusuz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani