Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OUTSPOKEN : English Turkish

adj. açık sözlü, dobra, lafını sakınmayan, sözünü esirgemeyen, lâfını esirgemez, samimi

OUTSPOKEN CRITICISM : English Turkish

açıksözlü eleştiri, samimi eleştiri

OUTSPOKENLY : English Turkish

adv. açıkça, açık açık

OUTSPOKENNESS : English Turkish

n. açık sözlülük, samimiyet

OVER AND OVER AGAIN : English Turkish

adv. sık sık, sürekli olarak, tekrar tekrar, çok kez

OVER ANXIETY : English Turkish

n. aşırı telâş

OVER CAUTIOUS : English Turkish

aşırı tedbirli, aşırı dikkatli

OVER DEVELOP : English Turkish

v. filmi çok banyo etmek, aşırı geliştirmek

OVER ESTIMATE : English Turkish

n. fazla değer vermek, gözünde büyütmek

OVER ESTIMATE ABILITY : English Turkish

n. değeri abartılan yetenek, aşırı değer verilen yetenek

OVER EXCITE : English Turkish

v. aşırı heyecanlandırmak, çok tahrik etmek, çok kızdırmak

OVER EXERT : English Turkish

v. fazla kullanmak

OVER EXPOSE : English Turkish

v. fazla ışık vermek [fot.]

OVER EXPOSED : English Turkish

adj. fazla sergilenmiş, fazla ışık verilmiş, televizyonda fazla görünmüş

OVER EXPOSURE : English Turkish

n. aşırı ışıklama [fot.]

OVER FATIGUE : English Turkish

v. aşırı yormak

OVER FINANCING : English Turkish

iş ihtiyaçları için çok büyük bir kredi almak, işletmenin ihtiyaçları için gerekenden fazla borç almak

OVER FORTY : English Turkish

adj. kırkını aşmış

OVER HAPPY : English Turkish

adj. çok mutlu, çok memnun

OVER HERE : English Turkish

uraya, burada, bu yerde

OVER MY DEAD BODY : English Turkish

cesedimi çiğnemen lazım, hiçbir şekilde, kesinlikle olmaz, hiçbir koşul altında

OVER PROTECTIVE : English Turkish

adj. aşırı sahip çıkan, aşırı koruyucu

OVER RIGHTEOUSNESS : English Turkish

aşırı ahlâkçı görünme, dindarlık taslama, riyakârlık

OVER SENSITIVE : English Turkish

adj. çok hassas, aşırı duygusal

OVER THE COUNTER : English Turkish

orsa dışı, menkul kıymetler borsasına ait olmayan (Maliye); reçete gerektirmeyen (Tıp)