Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PENEPLAIN : English Turkish

n. peneplen, yontukova

PENETRABILITY : English Turkish

n. girilebilirlik, işlenebilirlik, anlaşılabilirlik

PENETRABLE : English Turkish

adj. girilebilir, işlenebilir, delinebilir, etki edilebilir

PENETRALIA : English Turkish

n. içi, içyüzü

PENETRATE : English Turkish

v. içine girmek, arasından geçmek, sokulmak, işlemek, içyüzünü anlamak, nüfuz etmek

PENETRATING : English Turkish

adj. içe işleyen, içine işleyen, delici, keskin (bakış), zeki, etkili, yüksek (ses)

PENETRATING POWER : English Turkish

n. ezici güç

PENETRATION : English Turkish

n. içe girme, içine işleme, delme, keskinlik (göz), nüfuz, etki, kavrama, zekâ

PENETRATIVE : English Turkish

adj. içe işleyen, içine işleyen, delici, keskin (bakış), zeki, etkili, yüksek (ses)

PENFIELD : English Turkish

n. ABD'de bulunan bir takım şehirlerin adı (örneğin İllinois'te, New York'ta, ve Pensilvanya'da)

PENGHU : English Turkish

n. Pescadores Adaları, Tayvan Boğazı'nda 64 küçük adadan oluşan adalar grubu (Tayvan'ın batı kıyıları ve Çin'in güneybatısı arasında)

PENGUIN : English Turkish

n. eğitim uçağı, penguen

PENGUIN SUIT : English Turkish

n. frak

PENHOLDER : English Turkish

n. kalem sapı, kalemlik (masa üstü)

PENICILLIN : English Turkish

n. penisilin

PENINSULA : English Turkish

n. yarımada

PENINSULAR : English Turkish

adj. yarımada şeklinde, yarımadalı, yarımada ile ilgili

PENIS : English Turkish

n. penis, erkeklik organı, kamış [arg.], çük [arg.]

PENITENCE : English Turkish

n. pişmanlık, tövbe

PENITENT : English Turkish

n. pişman olan kimse, tövbekâr, papazın verdiği cezayı çeken kimse, kefaret ödeyen kimse

PENITENT : English Turkish

adj. pişman, tövbeli

PENITENTIAL : English Turkish

n. pişmanlık ilahileri kitabı

PENITENTIAL : English Turkish

adj. pişmanlık, kefaret

PENITENTIAL BOOK : English Turkish

n. pişmanlık ilahileri kitabı

PENITENTIARY : English Turkish

n. kilise mahkemesi başkanı rahip, cezaevi, hapishane, ıslahevi