Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PLASH : English Turkish

v. şırıldamak, foşurdamak, şapırdatmak, gürüldemek (su), su sıçratmak

PLASHING : English Turkish

n. şırıltı

PLASHY : English Turkish

adj. şırıldayan, şırıltılı, çamurlu, sulak

PLASM : English Turkish

n. plazma, yeşil çakmaktaşı

PLASMA : English Turkish

n. plazma, yeşil çakmaktaşı

PLASMATIC : English Turkish

adj. plazmik, plazma ile ilgili

PLASMIC : English Turkish

adj. plazmik, plazma ile ilgili

PLASTER : English Turkish

n. plaster, yara bandı, yakı, alçı, sıva, harç

PLASTER : English Turkish

v. sıvamak, düzlemek, yara bandı yapıştırmak, yakı yapıştırmak

PLASTER OF PARIS : English Turkish

alçı, sıva

PLASTERBOARD : English Turkish

n. alçı levha, kartonpiyer

PLASTERER : English Turkish

n. sıvacı

PLASTERING : English Turkish

n. sıvama

PLASTERY : English Turkish

adj. sıva gibi, alçılı

PLASTIC : English Turkish

n. plastik

PLASTIC : English Turkish

adj. plastik, naylon, estetik, biçim verilebilir, yoğurulabilir, sündürülebilir

PLASTIC ARTS : English Turkish

plastik sanatlar

PLASTIC BAG : English Turkish

naylon torba, torba

PLASTIC BOMB : English Turkish

n. plastik bomba

PLASTIC CUPS : English Turkish

plastik bardaklar

PLASTIC FORKS : English Turkish

n. plastik çatal

PLASTIC PLATES : English Turkish

n. plastik tabaklar

PLASTIC SPOONS : English Turkish

n. plastik kaşık

PLASTIC SURGEON : English Turkish

estetik cerrah, plastik cerrah

PLASTIC SURGERY : English Turkish

estetik ameliyat, plastik cerrahi