Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PLASTIC TOY : English Turkish

n. plastik oyuncak

PLASTICINE : English Turkish

n. mumlu kil, plastisin

PLASTICITY : English Turkish

n. yoğrulabilirlik, plastiklik, esneklik, şekil verilebilirlik

PLASTICIZE : English Turkish

v. yoğurmak, sündürmek

PLASTICIZER : English Turkish

n. yumuşatıcı, plastikleştirici

PLASTICS : English Turkish

n. plastik maddeler

PLASTRON : English Turkish

n. göğüslük, plastron

PLASTY : English Turkish

suff. estetik ameliyatı, plastik ameliyatı

PLASZOW : English Turkish

n. 1942 yılında Plaszow Nazi toplama kampının kurulduğu Polonya'nın Krakow şehri yakınlarındaki yer

PLAT : English Turkish

n. örgü, saç örgüsü, kıvrım, arsa, parsel, arazi parçası

PLATE : English Turkish

n. tabak, plaka, plaket, şilt, isim levhası, levha, gümüş kaplama sofra takımı, tam sayfa resim, şık tip, fotoğraf klişesi, yapay damak, takma diş, protez, baskı kalıbı, elektrot (lamba), anot (radyo)

PLATE : English Turkish

v. kaplamak, altın kaplamak, gümüş kaplamak, klişe yapmak, levha kaplamak, zırhla kaplamak

PLATE CIRCUIT : English Turkish

n. anot devresi

PLATE GLASS : English Turkish

cam levha, düz cam, ayna camı

PLATE MARK : English Turkish

kalite işareti, ayar damgası, özellik, nitelik, ayırıcı özellik

PLATE POWDER : English Turkish

arina, parlatma tozu

PLATE RACK : English Turkish

tabak rafı, tabaklık

PLATEAU : English Turkish

n. plato, yayla, süslü tepsi

PLATED : English Turkish

adj. kaplı, kaplama, kaplanmış

PLATEFUL : English Turkish

adj. tabak dolusu

PLATELAYER : English Turkish

n. ray döşeyicisi, demiryolu işçisi

PLATELET : English Turkish

n. plaket

PLATEN : English Turkish

n. baskı levhası, daktilo silindiri, merdane (baskı)

PLATER : English Turkish

n. kaplamacı

PLATES : English Turkish

n. ayak