Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PLATFORM : English Turkish

n. platform, podyum, rampa, sahanlık, düzlük, yayla, plato, apartman topuk, tartışma ortamı, parti programı, taraça

PLATFORM CAR : English Turkish

açık yük vagonu

PLATFORM SCALE : English Turkish

n. baskül

PLATFORM SHOES : English Turkish

apartman topuklu ayakkabılar

PLATFORM SOLE : English Turkish

n. apartman topuk

PLATFORM TICKET : English Turkish

peron bileti

PLATH : English Turkish

n. Sylvia Plath (
1963), Amerikalı şair, "The Bell Jar" ın yazarı, İngiliz şair Ted Hughes'un karısı

PLATING : English Turkish

n. kaplamacılık, kaplama, kaplama levhaları, kupa için yarışma

PLATINIC : English Turkish

adj. platinik, platin

PLATINIZE : English Turkish

v. platin kaplamak, platinle işleme tabi tutmak

PLATINUM : English Turkish

n. platin

PLATINUM BLONDE : English Turkish

platin rengi saçlı sarışın

PLATITUDE : English Turkish

n. bayağılık, basmakalıp söz, beylik lâf

PLATITUDINARIAN : English Turkish

adj. boşboğaz, basmakalıp lâflar eden tip

PLATITUDINIZE : English Turkish

v. basmakalıp konuşmak

PLATITUDINOUS : English Turkish

adj. basmakalıp, yavan

PLATO : English Turkish

n. Platon, eflâtun

PLATONIC : English Turkish

adj. eflâtun felsefesine ait, gerçekte değil kafada olan, platonik, zararsız

PLATONIC LOVE : English Turkish

platonik aşk, cinsel yada tensel duygular içermeyen aşk

PLATONISM : English Turkish

n. platonizm, Platon felsefesi, Platon doktrini

PLATONIST : English Turkish

n. eflâtun felsefesi taraftarı

PLATOON : English Turkish

n. takım [ask.], askeri müfreze, ekip, tim

PLATTER : English Turkish

n. tahta düz tabak, plak [amer.]

PLATY : English Turkish

pref. düz, yassı

PLATYPUS : English Turkish

n. ornitorenk, gagalı memeli