Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PTO : English Turkish

ek teçhizat için elektrik enerjisi sağlayan traktör parçası

PTOLEMAEUS : English Turkish

n. Batlamyus, Claudius Batlamyus (MS.
151), dünyanın evrenin merkezinde olduğunu iddaa eden 2'nci yüzyıl Greko-Mısırlı coğrafyacı astronom ve matematikçi

PTOLEMAEUS : English Turkish

n. batlamyos

PTOLEMAIC : English Turkish

adj. Batlamyus hanedanından antik bir mısır kralı ile alakalı; Greko-Mısırlı astronom ve matematikçi Claudius Batlamyus ile alakalı

PTOLEMAIC : English Turkish

n. batlamyos'a ait

PTOLEMAIC SYSTEM : English Turkish

n. Batlamyus sistemi, güneş ve gezegenlerin dünyanın çevresinde döndüğü ve dünyanın evrenin merkezi olarak görüldüğü çevresinde Batlamyus'un astronomikal sistemi

PTOLEMY : English Turkish

n. MÖ.
30 arasında hüküm süren antik Mısır kralları hanedanı; Claudius Ptolemaeus (MS.
151), Greko-Mısırlı coğrafyacı astronom ve matematikçi

PTOMAINE : English Turkish

n. bozulan yiyecekte bulunan zehir

PTOSIS : English Turkish

n. sarkma, organın aşağıya kayması

PTSD : English Turkish

ileri travmatik stres rahatsızlığı, geçmişte yaşanan travmatik olayın yeniden canlandığı ve stresi tetikleyen sert davranışlara sebep olduğu karakter bozukluğu (çoğunlukla gazileri ve şiddet mağdurlarını etkileyen)

PU : English Turkish

n. Plütonyum

PUB : English Turkish

n. bar, birahane, meyhane

PUB CRAWL : English Turkish

n. bar bar dolaşıp içki içme

PUBERTY : English Turkish

n. erginlik, ergenlik, buluğ, buluş, ergenlik yaşı

PUBERTY VOCAL CHANGE : English Turkish

n. ergenlik çağında sesin değişmesi

PUBES : English Turkish

n. kasık kemikleri, kasık kılları, cinsel organ tüyleri

PUBESCENCE : English Turkish

n. erginleşme, tüylenme, tüyler [bot.]

PUBESCENT : English Turkish

adj. ergin, tüylü [bot.]

PUBIC : English Turkish

adj. kasık, kasık kemiğine ait

PUBIS : English Turkish

n. kasık kemiği

PUBLIC : English Turkish

n. halk, kamu, amme, seyirci, bar [brit.], birahane [brit.]

PUBLIC : English Turkish

adj. halk, kamu, genel, umumi, aleni, halka açık, devlete ait, ulusal, milli

PUBLIC ACCOUNTANT : English Turkish

n. yetkili muhasebeci, maliyeci

PUBLIC AFFAIRS : English Turkish

kamu işleri

PUBLIC ASSISTANCE : English Turkish

n. sosyal yardım