Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PUBLIC RELATIONS MANAGER : English Turkish

halkla ilişkiler müdürü, kamuoyu ile iletişimden sorumlu kişi

PUBLIC REVENUE : English Turkish

n. devlet geliri, kamu gelirleri, devlet gelirleri

PUBLIC SCHOOL : English Turkish

devlet okulu [amer.], özel okul [brit.]

PUBLIC SECURITIES : English Turkish

n. devlet tahvilleri

PUBLIC SECURITY : English Turkish

n. asayiş

PUBLIC SECURITY MINISTER : English Turkish

kamu güvenliği bakanı, bir ülkenin iç güvenliğinden sorumlu atanmış üst düzey hükümet yetkilisi

PUBLIC SERVANT : English Turkish

devlet memuru, memur, kamu görevlisi

PUBLIC SERVICE : English Turkish

n. devlet hizmeti, kamu hizmeti, amme hizmeti

PUBLIC SERVICE ENTERPRISE GROUP : English Turkish

kamu hizmeti girişim grubu, New Jersey merkezli Amerikan şirketi, New Jersey içerisinde kamu hizmetleri ve enerji üretici ve sağlayıcısı, PSEG

PUBLIC SPIRIT : English Turkish

yurtseverlik, vatanseverlik

PUBLIC SPIRITED : English Turkish

adj. yardımsever, yurtsever, kamu yararını düşünen, toplum yararını düşünen

PUBLIC SPIRITED PERSON : English Turkish

yurtsever, vatansever, kamu yararını düşünen kimse

PUBLIC SWITCHED TELEPHONE NETWORK : English Turkish

kamusal telefon ağı, analog ses sinyallerini taşıyan bakır tellere dayalı telefon sistemi, PSTN

PUBLIC UTILITY : English Turkish

kamu hizmeti

PUBLIC UTILITY COMPANY : English Turkish

n. kamu kuruluşu

PUBLIC UTILITY CORPORATION : English Turkish

n. kamu hizmeti birliği

PUBLIC WELFARE : English Turkish

kamu yararı

PUBLIC WORKS : English Turkish

ayındırlık hizmetleri

PUBLIC WORKS DEPARTMENT : English Turkish

kamu işleri departmanı, kamu kaynakları ile ve kamunun kullanımı için bina ve kamusal alanların tasarımını denetleyen devlet kurumu (örneğin yol çalışması, su boruları, vb.)

PUBLIC WORSHIP : English Turkish

kilise

PUBLICAN : English Turkish

n. barcı, birahaneci, hancı, vergi tahsildarı

PUBLICATION : English Turkish

n. yayınlama, yayın, neşriyat, duyuru, ilan

PUBLICIST : English Turkish

n. gazeteci, politika yazarı, reklâmcı

PUBLICITY : English Turkish

n. tanıtım, tanıtma, reklâm, propaganda, açıklık, tanınma, şöhret

PUBLICITY AGENT : English Turkish

eklâmcı