Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PUDDING : English Turkish

n. puding

PUDDING FACED : English Turkish

adj. ablak suratlı, şişman suratlı

PUDDING HEAD : English Turkish

mankafa, ahmak

PUDDLE : English Turkish

n. gölet, su birikintisi, çamurlu su, gölcük, sıvacı çamuru, kumlu harç

PUDDLE : English Turkish

v. çamurlamak (su), çamurlu suya girmek, sıvamak, sıva haline getirmek (kil ve kum), tavlamak (demir), külçe fırınında tasfiye etmek, çiş yapmak, işemek

PUDDLE ABOUT : English Turkish

çamurda yürümek, çamurlu suya girmek, çamurlamak (su)

PUDDLED STEEL : English Turkish

v. tavlanmış çelik

PUDDLER : English Turkish

n. külçe fırını, sıvacı

PUDENCY : English Turkish

n. utangaçlık, mahçupluk, alçakgönüllülük

PUDENDA : English Turkish

n. kadın cinsel organı, dişi üreme organı, vulva

PUDENT : English Turkish

adj. mahçup, utangaç, alçakgönüllü, mütevazi

PUDGY : English Turkish

adj. bodur, tıknaz, tombul, tombik

PUEBLO INDIANS : English Turkish

n. Pueblo Kızılderilileri, kasabalar inşa eden ve günümüzde New Mexico ve Arizona'ya (ABD) şıkışıp kalmış yerli Amerikan Kızılderili (Anasazi kökenli) kabileleri

PUERILE : English Turkish

adj. çocukça, çocuksu, boş

PUERILITY : English Turkish

n. çocukluk, çocuksu davranış, çocukça söz

PUERPERAL : English Turkish

adj. doğum, doğumla ilgili

PUERTO : English Turkish

n. (ispanyolca) "Liman" (Porto Riko gibi isimlerde kullanılan)

PUERTO RICAN : English Turkish

n. Porto Rikolu yada orada ikamet eden kimse

PUERTO RICAN : English Turkish

adj. Porto Riko ile alakalı

PUERTO RICAN : English Turkish

n. portoriko, portorikolu

PUERTO RICO : English Turkish

portoriko

PUFA : English Turkish

karbon zincirinde molekül başına bir çiftten veya üç değerlikli bağdan daha fazla bağı olan doymamış yağ asidi (soya yağı, aspir yağı, balık ve mısırda bulunur)

PUFF : English Turkish

interj. üf, püf

PUFF : English Turkish

n. puf, üfleme, üfürük, esinti, şişirme, şişme, kabarıklık, kabartı, şişlik, pudra pomponu, lüle, bukle, abartılı reklâm, aşırı övgü, puf böreği, nefes nefese kalma

PUFF : English Turkish

v. üflemek, püflemek, şişirmek, kabartmak, kabarmak, övmek, öve öve bitirememek, soluğu tükenmek, soluğunu kesmek, tellendirmek, tüttürmek