Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PUSH OFF : English Turkish

satmak, elden çıkarmak, avara etmek, çekip gitmek, defolmak

PUSH ON : English Turkish

ilerlemek

PUSH PULL : English Turkish

açma kapama, puşpul

PUSH SMB. FOR : English Turkish

v. zorlamak

PUSH SMB. TO THE WALL : English Turkish

unaltmak, sıkıştırmak, zor duruma düşürmek

PUSH TO TALK BUTTON : English Turkish

n. konuşma düğmesi

PUSH UNDER : English Turkish

omzuna çıkmak, omuzlarında yükselmek

PUSH UP : English Turkish

yukarı itmek, yükseltmek (fiyat)

PUSHBALL : English Turkish

n. bir tür top oyunu

PUSHCART : English Turkish

n. el arabası, çekçek, seyyar satıcı arabası

PUSHCHAIR : English Turkish

n. tekerlekli sandalye

PUSHER : English Turkish

n. sürgü, itici, itici lokomotif, fırsatçı, uyuşturucu satıcısı

PUSHFUL : English Turkish

adj. girişken, atak, becerikli, pişkin, sırnaşık, yüzsüz

PUSHING : English Turkish

adj. iten, itici, girişken, atak, becerikli, pişkin, sırnaşık, yüzsüz

PUSHING : English Turkish

n. itme, itiş

PUSHING FORWARD : English Turkish

n. ilerletme

PUSHING UP THE DAISIES : English Turkish

öbür dünyayı boylamış olmak, ölmüş olmak

PUSHKIN : English Turkish

n. Puşkin, bir soyadı; Alexander Pushkin (
1837), Rus şair ve kısa hikaye yazarı; Rusya'da bir kasaba

PUSHOVER : English Turkish

n. basit iş, çocuk oyuncağı, kolay kanan kimse

PUSHTO : English Turkish

n. Peştunca, Afganistan'da ve Pakistan'ın kuzeyinde konuşulan dil

PUSHY : English Turkish

adj. öne çıkmaya çalışan, saldırgan

PUSILLANIMITY : English Turkish

n. korkaklık, pısırıklık

PUSILLANIMOUS : English Turkish

adj. korkak, ödlek, tabansız, pısırık

PUSKAS : English Turkish

n. bir soyadı; Ferenc Puskas (1927 doğumlu), bir futbol efsanesi haline gelen tüm zamanların en ünlü önde gelen Macar futbolcusu (lakabı "Dörtnala Giden Binbaşı")

PUSS : English Turkish

n. kedi, pisi, genç kız, yaban tavşanı, yüz, surat