Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RESIDENTIAL DISTRICT : English Turkish

n. yerleşim bölgesi, iş merkezinden uzak muhit

RESIDENTIAL MASTER : English Turkish

n. yatılı öğretmen

RESIDENTIAL PHYSICIAN : English Turkish

n. yatılı doktor, hastanede kalan doktor

RESIDENTIAL QUARTER : English Turkish

özel konutlar bulunan bölge, yerleşim bölgesi

RESIDENTIAL UNIVERSITY : English Turkish

n. yatılısı olan üniversite

RESIDING : English Turkish

n. ikamet

RESIDUAL : English Turkish

n. artık, kalıntı, tortu, artan, kalan

RESIDUAL : English Turkish

adj. artan, kalan, artık, kalıcı, tortu şeklindeki

RESIDUARY : English Turkish

adj. arda kalan, artan, kalan, fazlalık

RESIDUE : English Turkish

n. artık, kalan, kalıntı, tortu, vasiyetin paylaşımından sonra kalan parça

RESIDUUM : English Turkish

n. tortu, posa, çökelti, kalan, bakiye, döküntü

RESIGN : English Turkish

v. istifa etmek, istifasını vermek, çekilmek, bırakmak, vazgeçmek, teslim etmek, emanet etmek, teslim olmak, kendini vermek

RESIGN ONE'S OFFICE : English Turkish

v. görevden ayrılmak, istifa etmek

RESIGN ONESELF TO : English Turkish

v. kendini bırakmak, teslim olmak, boyun eğmek, tevekkül etmek

RESIGNATION : English Turkish

n. istifa, çekilme, rıza, feragat, vazgeçme, bırakma, boyun eğme, tevekkül

RESIGNED : English Turkish

adj. kaderine boyun eğmiş, oluruna bırakmış

RESIGNED TO FATE : English Turkish

adj. kadere boyun eğmiş

RESIGNING : English Turkish

n. istifa

RESILIENCE : English Turkish

n. elastikiyet, esneklik, çabuk iyileşme özelliği

RESILIENT : English Turkish

adj. esnek, elastik, çabuk iyileşen, kendini çabuk toparlayan

RESIN : English Turkish

n. sakız, çamsakızı, reçine

RESIN : English Turkish

v. reçinelemek, reçine ile işlemek

RESINOUS : English Turkish

adj. reçineli, sakızlı, reçine

RESIST : English Turkish

v. direnmek, göğüs germek, dayanmak, karşı koymak, dayanıklı olmak, engellemek, karşı çıkmak, muhalefet etmek

RESISTANCE : English Turkish

n. direnç, direnme, metanet, dayanma, dayanıklılık, karşı koyma, mukavemet, dayanma gücü, karşı çıkma, karşı gelme, tahammül, rezistans