English Turkish
RESISTANT : English Turkish
adj. dirençli, dayanıklı, karşı koyan
RESISTANT TO : English Turkish
adj. dayanıklı, etkilenmez
RESISTIVITY : English Turkish
n. özdirenç, dirençlilik
RESISTOR : English Turkish
n. rezistans, rezistör
RESIT : English Turkish
n. tekrar sınava girme
RESIT : English Turkish
v. sınavı tekrarlamak, tekrar sınava girmek
RESOLE : English Turkish
v. pençe yapmak, tabanını değiştirmek, yeni taban koymak
RESOLED : English Turkish
adj. pençe yapılmış
RESOLUBLE : English Turkish
adj. çözünebilir, yeniden eritilebilir, çözülebilir, çözüm bulunur, halledilir
RESOLUTE : English Turkish
adj. azimli, kararlı, metin, dayanıklı, cesur, iradeli
RESOLUTELY : English Turkish
adv. tereddüdsüz
RESOLUTENESS : English Turkish
n. azim, sebat, kararlılık, metanet, cesurluk
RESOLUTION : English Turkish
n. azim, kararlılık, niyet, karar, önerge, teklif, ayrışma, çözünme, ayırma, çözülüm [müz.], çözüm, iltihabın iyileşmesi, dokunun iyileşmesi
RESOLUTION 242 : English Turkish
İsrail'in Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nden çekilmesi yönünde Birleşmiş Milletler kararı
RESOLUTION 338 : English Turkish
BM'nin 242 sayılı kararının uygulanması ve İsrail Suriye ve Mısır arasında bir ateşkes yapılması yönündeki Birleşmiş Milletler kararı
RESOLVABLE : English Turkish
adj. çözümlenebilir, halledilebilir, çözülebilir, ayrılabilir, çözünebilir
RESOLVE : English Turkish
n. karar, azim, niyet, önerge, yasa teklifi
RESOLVE : English Turkish
v. çözmek, ayırmak, tahlil etmek, analizini yapmak, dönüştürmek, haline getirmek, halletmek, çözümlemek, gidermek, karar vermek, karara bağlamak, karara varmak, azmetmek, aklına koymak, ayrışmak, dönüşmek
RESOLVED : English Turkish
adj. azimli, kararlı, karara bağlanmış
RESOLVENT : English Turkish
n. çözücü madde
RESOLVENT : English Turkish
adj. çözücü, halleden, çözümleyen
RESONANCE : English Turkish
n. rezonans, sesi yansıtma, yankılama, tınlama, sesi şiddetlendirme özelliği
RESONANT : English Turkish
adj. çınlayan, yankılanan, tınlayan, sesi yansıtan, yankı yapan, rezonant
RESONATE : English Turkish
v. çınlamak, tınlamak, yankılamak, yankı yapmak
RESONATOR : English Turkish
n. çınlatıcı, yankılayıcı, sesi yansıtan alet
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani