Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RESPECTIVELY : English Turkish

adv. sırasıyla, ayrı ayrı, her biri ayrı olarak

RESPECTS : English Turkish

n. hürmetler, saygılar, selamlar

RESPIRATION : English Turkish

n. solunum, teneffüs, nefes alma

RESPIRATOR : English Turkish

n. solunum cihazı, nefes filtresi, gaz maskesi [brit.]

RESPIRATORY : English Turkish

adj. solunumla ilgili, solunum

RESPIRATORY APPARATUS : English Turkish

n. solunum cihazı

RESPIRATORY TRACT : English Turkish

n. solunum sistemi

RESPIRE : English Turkish

v. nefes almak, solumak, soluk almak, soluklanmak, biraz dilenmek

RESPITE : English Turkish

n. süre, mühlet, erteleme, infazın ertelenmesi, dinlenme, soluklanma, ara

RESPITE : English Turkish

v. ertelemek, süre tanımak, zaman vermek, soluk aldırmak, dinlenmesine fırsat vermek

RESPLENDENCE : English Turkish

n. parlaklık, görkem, ihtişam

RESPLENDENT : English Turkish

adj. parlak, ışıl ışıl, göz alıcı, şaşaalı, göz kamaştırıcı, muhteşem

RESPOND : English Turkish

v. cevap vermek, yanıtlamak, cevap yazmak, karşılık vermek, etkilenmek, ses vermek (motor)

RESPOND A MEDICAL TREATMENT : English Turkish

v. tedaviye cevap vermek

RESPONDENT : English Turkish

adj. cevap veren, karşılık veren, cevap niteliğinde, savunma yapan, davalı

RESPONDENT : English Turkish

n. davalı, sanık, savunma makamı

RESPONSE : English Turkish

n. cevap, yanıt, tepki, yansıma, karşılık, ses verme (motor), etkilenme, cemaatin papazdan sonra tekrarladığı ilâhi

RESPONSIBILITY : English Turkish

n. sorumluluk, mesuliyet, yükümlülük, güvenilirlik, sağlamlık, ödeme gücü, temyiz gücü

RESPONSIBLE : English Turkish

adj. sorumlu, mesul, sorumluluk sahibi, güvenilir, emin, sağlam, sorumluluk gerektiren

RESPONSIVE : English Turkish

adj. cevap niteliğinde olan, cevap veren, duyarlı, hassas, uyumlu, hevesli, esnek, elastik

RESPONSIVENESS : English Turkish

n. heveslilik

REST : English Turkish

n. dinlenme, geri, uyku, hareketsizlik, rahat, ölüm, dinlenme yeri, misafirhane, mezar, destek, dayanak, kalan, es, durak, artık, kalıntı, gerisi, bakiye, ihtiyat akçesi [brit.]

REST : English Turkish

v. dinlenmek, mola vermek, uyumak, istirahat etmek, uzanmak, yatmak, ebedi istirahatte olmak, dayanmak, yaslanmak, durmak, dinlendirmek, dikmek (bakış), dayamak, koymak, çıkarmak, gömülü olmak, olmaya devam etmek, aynen kalmak

REST AGAINST : English Turkish

v. dayanmak, yaslanmak

REST AREA : English Turkish

dinlenme odası