Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RIO : English Turkish

n. Rio de Janeiro (Brezilya)

RIO BRANCO : English Turkish

atı Brezilya'da bir şehir

RIO DE JANEIRO : English Turkish

n. Brezilya'nın doğusunda bir şehir (Brezilya'nın eski başkenti); Brezilya'nın eyaletlerinden biri

RIO GRANDE : English Turkish

n. Rio Bravo, Kolorado'dan (ABD) orta New Meksiko'yu (ABD) baştan sona geçerek New Meksiko ile Teksas arasındaki sınır boyunca akan ve Meksika Körfezine dökülen ABD ve Meksika'da bulunan uzun nehir; Brezilya'da bir nehir; güneydoğu Brezilya'da bir şehir; Porto Riko'da bir şehir

RIOJA : English Turkish

n. kuzey İspanya'da bir bölge; Rioja bölgesinin sek İspanyol şarabı

RIOT : English Turkish

n. isyan, ayaklanma, karışıklık, kargaşa, patırtı, velvele, şamata, alem, cümbüş

RIOT : English Turkish

v. kargaşaya yol açmak, azıtmak, ayaklanmak, başkaldırmak, mest olmak

RIOT ACT : English Turkish

n. riot yasası, 12 ve daha fazla kişinin bir araya toplanarak kısık sesle konuşan bir grup oluşturmalarını yasaklayan 1715 yılında İngiltere'de çıkarılan yasa

RIOT ACT : English Turkish

isyancıların dağılmaları konusunda uyaran kanun

RIOT ACT : English Turkish

n. çıkışma, sert azar, güçlü paylama

RIOT GEAR : English Turkish

kargaşa kontrol teçhizatı, kargaşa veya isyanları bastırma ekipmannı, kalabalık kontrol ekipmanı veya teçhizatı

RIOT OF COLOR : English Turkish

enk cümbüşü, farklı renklerin canlı görüntüsü

RIOT OF COLORS : English Turkish

n. renk cümbüşü

RIOTER : English Turkish

n. isyancı, asi, gösterici, karışıklık çıkaran kimse, gürültücü

RIOTING CROWD : English Turkish

ayaklanan kalabalık, başkaldıran kalabalık, kontrolü kaybeden ve şiddet içerikli düzensiz bir şekilde davranmaya başlayan topluluk

RIOTOUS : English Turkish

adj. gürültülü, huzuru bozan, kargaşa çıkaran, sefih, hovarda, aşırı derecede, bol

RIOTOUS FANCY : English Turkish

vahşi hayal gücü, egzotik/garip hayalgücü

RIOTOUS LIVING : English Turkish

n. sefahat, hovardalık

RIOTOUSLY : English Turkish

adv. vahşice, vahşi bir şekilde, kontrol edilemez bir şekilde, ele avuca sığmaz bir şekilde; gürültücü bir şekilde, şamatacı bir şekilde; aşırı derecede eğlenceli bir şekilde, neşeli şamatacı bir şekilde; aklına eseni yapan bir şekilde, ahlaksız bir şekilde, hafifmeşrep bir şekilde, seks düşkünü veya çapkın bir şekilde

RIOTOUSNESS : English Turkish

n. vahşilik, çılgınlık, kontrol edilemez olma durumu; gürültücülük, taşkınlık; gariplik, tuhaflık, şamatacılık, acayiplik; ahlaksızlık, hafif meşreplik, çapkınlık, hovardalık

RIP : English Turkish

vektör görüntüleri tüm noktaları adreslenir yazdırılabilir görüntü biçimlerine dönüştüren cihaz

RIP : English Turkish

Yerel Ağ Bağlantıları'nda bilginin yönlendirilmesini idare eden protokol (Bilgisayar)

RIP : English Turkish

n. yırtık, sökük, değersiz tip, beş para etmez tip, çapkın, uçarı, hovarda

RIP : English Turkish

v. koparmak, yırtmak, yarmak, sökmek, yırtılmak, yarılmak, dikişleri açılmak, sökülmek, hızla geçip gitmek, vın diye geçmek, olanca gücüyle koşmak

RIP ALONG : English Turkish

v. olanca gücüyle koşmak, tüm hızıyla koşmak