English Turkish
RISE AGAIN : English Turkish
yeniden doğmak, yeniden dünyaya gelmek, diriltilmek, canlandırılmak
RISE AGAINST : English Turkish
v. başkaldırmak
RISE EARLY : English Turkish
erken kalkmak
RISE FROM THE ASHES : English Turkish
yeniden dirilmek
RISE FROM THE DEAD : English Turkish
v. yeniden dirilmek
RISE FROM THE GUTTER : English Turkish
ataktan çıkmak, bataktan yükselmek, kendini düşük/aşağılık bir pozisyondan çıkarmak/uzaklaştırmak
RISE FROM THE RANKS : English Turkish
ütbe atlamak, sıradan bir askerden yetkili bir memur pozisyonuna yükselmek; rütbesi yükselmek, statüsü yükselmek, rütbe almak
RISE IN PRICES : English Turkish
fiyatlardaki artış
RISE IN REBELLION : English Turkish
v. ayaklanmak
RISE IN TEMPERATURES : English Turkish
sıcaklıklardaki artış, sıcaklıkların artması
RISE LIKE PHOENIX FROM THE ASHES : English Turkish
küllerinden yeniden doğmak, anka kuşunun küllerinden yeniden doğması gibi düştüğü yerden yeniden kalkmak ve yükselmek, imkansız bir durumun üstesinden gelmek; (gerçek veya mecazi) öldükten sonra yeniden dünyaya gelmek veya başarısızlığa düştükten sonra tekrar toparlanıp başarmak (efsanevi ankakuşuna atfen)
RISE OUT OF THE RUCK : English Turkish
v. öne çıkmak, sıradan insanlardan ayrılmak
RISE TO STARDOM : English Turkish
v. yıldız olmak
RISE TO THE FLY : English Turkish
oltaya gelmek, sazanlık etmek
RISE TO THE OCCASION : English Turkish
kendini göstermek, kendini ispatlamak
RISE WITH THE LARK : English Turkish
erken kalkmak, sabahın köründe kalkmak
RISER : English Turkish
n. merdiven desteği, basamaklı platform
RISHI : English Turkish
n. (Hinduizm) vedaları iddaalara göre ayyuka çıkarılan yedi ilham bilgesi yada şair
RISHI : English Turkish
n. ilham dolu şair veya bilge kimse, Hindistan'da ilahisel şekilde ilham verilmiş şair veya bilge kimse
RISIBILITY : English Turkish
n. gülme isteği, komiklik, güldürücülük
RISIBLE : English Turkish
adj. güldürücü, komik, gülünecek, gülme
RISIBLE MUSCLES : English Turkish
n. gülme kasları
RISING : English Turkish
adj. yükselen, doğan, çıkan, gelişen, gitgide yükselen
RISING : English Turkish
n. ayaklanma, isyan, ihtilal, yükselme, artış, doğma, çıkış, doğuş, yükseliş, ilerleme, şiş, şişlik, ucu sararmış sivilce
RISING CURVE : English Turkish
yükselen eğri, yukarı doğru meyilli kavis
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani