Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RISING GENERATION : English Turkish

yeni nesil, genç kuşak

RISING OF : English Turkish

prep. fazla, den fazla, tamamiyle

RISING OF THE SUN : English Turkish

güneşin doğuşu, güneşin yükselişi, sabah güneşin yükselmesi esnasındaki yöntem

RISING PRICES : English Turkish

fiyatları yükseltme, daha pahalı yapma, fiyatları daha yüksek yapma

RISING STAR : English Turkish

yükselen yıldız, parlayan yıldız, yeni keşfedilmiş yıldız, büyük bir başarı elde edecek yolda olan kimse

RISING UP : English Turkish

yükselme, dalga dalga kabarma, kaldırılma, kaldırma, kabarma, yukarı çıkma

RISK : English Turkish

n. risk, riziko, tehlike

RISK : English Turkish

v. riske atmak, tehlikeye atmak, göze almak

RISK ADDITION : English Turkish

isk ilavesi, risk primi, bir aktivite ile alakalı özel tehlikelerden kaynaklanan ilave maliyet veya fiyat

RISK ANALYSIS : English Turkish

isk analizi, karar vermekte yardımcı olacak olasılıklar fonksiyonu yaratmak için çeşitli teknikler kullanımı

RISK CHARGE : English Turkish

isk ücreti, müşteriye sağlanan kredide alınan risk için ödenen ücret

RISK EVALUATION : English Turkish

isk ölçümü, risk değer tahmini, belirli bir faaliyet içerisinde saklı tehlikelerin tahmin edilmesi

RISK FACTOR : English Turkish

n. risk faktörü, enfeksiyon veya hastalık riskini artıran veya yardım eden şey (Tıp)

RISK FACTORS : English Turkish

n. (Tıp) risk faktörleri,bir insanın hastalığa veya enfeksiyona yakalanma olasılıklarını artırdığı kanıtlanmış faktörler/genler

RISK FREE RATE : English Turkish

isksiz faiz oranı, belirli bir kazanca sahip özellik için faiz oranı, belirli bir kazancı olan emlak için faiz oranı

RISK INSURANCE : English Turkish

isk sigortası, sadece kaza eseri ölümü kapsayan sigorta

RISK MANAGEMENT : English Turkish

isk yönetimi, en emniyetli yolu seçmek suretiyle risk ve tehlikeyi azaltma işlemi

RISK ONE'S LIFE : English Turkish

hayatını riske atmak, kendi hayatını tehlikeye atmak

RISK ONE'S NECK : English Turkish

hayatını tehlikeye atmak

RISK PREMIUM : English Turkish

isk pirimi, payment for willingness to make a loan or for taking a financial risk bir kredinin geri ödenmeyeceği veya tehlikenin gerçekleşebileceği korkusunun olduğu durumlarda finansal risk almaktan dolayı veya bir kredi vermeye gönüllü olmaktan dolayı yapılan ödeme

RISK RATING : English Turkish

isk derecelendirmesi, risk derecesi, risk oranlaması, farklı yerlerde alınan risklerin derecelendirilmesi

RISK TAKING : English Turkish

isk alma, kendisini olası tehlike veya kayıplarla karşı karşıya bırakma

RISK-AVERSE : English Turkish

adj. (Ekonomi, Finans) riski sevmeyen, riske girmek istemeyen, finansal açıdan risk almayı sevmeyen, daha düşük riskleri tercih eden

RISKED HIS LIFE : English Turkish

hayatını riske etmiş, kendi hayatını tehlikeye atmış, hayatı kendi ellerinde olan

RISKED HIS POSITION : English Turkish

pozisyonunu riske atamış, yüksek rütbe veya mevkisini tehlikeye sokacak birşey yapmış