English Turkish
ROCK SOLID : English Turkish
adj. kaya gibi sağlam, taş katılığında, tamamıyla sabit ve katı/sert; kırılmaz
ROCK THE BOAT : English Turkish
tekneyi sallamak, tekneyi kenarlarından yalpalayacak şekilde keskince sallamak, dengeyi bozmak; sorun çıkarmak, durağan ve kararlı bir durumu alt üst etmek
ROCK TO SLEEP : English Turkish
eşikte sallayarak uyutmak, sallayarak uyutmak
ROCK'N'ROLL : English Turkish
n. rock'n'roll, rock
ROCKABLE : English Turkish
adj. sallanabilir, ileri heri salınabilir
ROCKED : English Turkish
adj. sarsılmış, şaşkına dönmüş, çalkalanmış; sallanmış (tekne), fırlatılmış, atılmış
ROCKED BY SCANDAL : English Turkish
skandalla sarsılmış, rezil bir hareketten dolayı sarsılmış, skandalla onuru kırılmış
ROCKEFELLER : English Turkish
n. bir soyadı; ünlü Amerikalı aile (sanayici ve hayırsever)
ROCKEFELLER MUSEUM : English Turkish
Rockefeller müzesi, Doğu Kudüs'te (İsrail) bulunan arkeoloji müzesi
ROCKER : English Turkish
n. rock'çı, beşik ayağı, sallanan koltuk, sallanan at, sallama düzeni, kavisli paten
ROCKERY : English Turkish
n. taş döşeli bahçe
ROCKET : English Turkish
adj. roket
ROCKET : English Turkish
n. roket, füze, havai fişek, azar, papara, roka
ROCKET : English Turkish
v. roket atmak, füze fırlatmak, roket ile göndermek
ROCKET AMMUNITION : English Turkish
oket mühimmatı, yanan yakıtla sevkedilen silahlar
ROCKET ATTACK : English Turkish
oket saldırısı, bombalarla saldırı
ROCKET BOMB : English Turkish
oket bombası
ROCKET BOOSTER : English Turkish
oket amplifikatörü, roket hızlandırıcısı, vuruş menzilini artıran ve roketin hızını artıran ilave şarj/dolum
ROCKET GUN : English Turkish
oket lançeri, roket fırlatıcı, roket rampası, roketleri fırlatmak için kullanılan silah
ROCKET JET : English Turkish
n. roket motoru
ROCKET LAUNCHER : English Turkish
oketatar
ROCKET LAUNCHING SITE : English Turkish
n. roket fırlatma alanı
ROCKET MOTOR : English Turkish
oket motoru, yakıtını içinde taşıyacak şekilde nesnenin ileri doğru hareket etmesine sebep olan yaratılan enerjinin bir jet tarafından açığa çıkarıldığı içten yanmalı motor
ROCKET PROJECTOR : English Turkish
oket lançeri, roket fırlatıcı, roket rampası, roketleri fırlatmak için kullanılan silah
ROCKET PROPELLED GRENADE : English Turkish
n. roket sevkli elbombası, RPG, Sovyet yapımı omuzdan atılan elde taşınan ve bir borununun içerisinden ateşlenen patlayıcı savaş başlığı ile donatılmış güdümsüz roket taşıyan bir anti tank silahı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani