Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RUN MESSAGE : English Turkish

ir mesajı iletmek için acele etmek, hızlı bir şekilde bir mesajı teslim etmek

RUN MESSAGES : English Turkish

ufak tefek işlere koşmak

RUN MODE : English Turkish

koşma durumu, koşu şartları, hızlı şekilde koşma durumu

RUN OF THE HOUSE : English Turkish

n. raf oranı, öncelikle her tür iskontoda verilen oda işleten oteller için tam ücret

RUN OF THE MILL : English Turkish

adj. olağan, değirmen arkı, sıradan, alelâde, bayağı

RUN OFF : English Turkish

kaçmak, firar etmek, akıp gitmek

RUN OFF THE RAILS : English Turkish

v. raydan çıkmak

SECONDARY ISSUE : English Turkish

ikincil mesele, önemsiz konu, birincil öncelik ve önemde olmayan mesele

SECONDARY LEGISLATION : English Turkish

daha küçük yasama organı, parlamentonun alt kanadı, birincil olmayan kanun yapıcı

SECONDARY MARKET : English Turkish

ikincil pazar, ikinci el pazarı, geçmiştede alınıp satılmış varlıkların alım satımlarının yapıldığı sistem

SECONDARY OBJECTIVE : English Turkish

ikincil amaç, birinci amaç fizibil değilse veya birinci amaç gerçekleştirildikten sonra yanlızca takip edilen ikincil amaç

SECONDARY PLANET : English Turkish

n. uydu

SECONDARY ROLE : English Turkish

ikincil rol, orta dereceli rol, ikinci görev, daha küçük pozisyon

SECONDARY SCHOOL : English Turkish

ortaokul, orta dereceli okul

SECONDARY SCHOOL STUDENT : English Turkish

orta dereceli okul öğrencisi, lise öğrencisi

SECONDARY SEXUAL CHARACTERISTIC : English Turkish

ikincil cinsel özellik, ergenlikte gelişen fakat üremeye doğrudan dahil olmayan fiziksel özellik (kadınların gögüsleri veya erkeklerin yüz kılları gibi)

SECONDARY STORAGE : English Turkish

ikincil depolama, sınırsız zaman uzunluğunda bilgileri kaydetmek için kullanılabilen sabit depolama araçları

SECONDED THE MOTION : English Turkish

öneriyi desteklemiş

SECONDER : English Turkish

n. destekleyen

SECONDHAND : English Turkish

adv. elden düşme, kullanılmış olarak, ikinci elden, başkasından

SECONDHAND : English Turkish

adj. kullanılmış, elden düşme, eski, ikinci el, kelepir, başkasından öğrenilmiş, dolaylı

SECONDHAND BOOKSHOP : English Turkish

n. kullanılmış kitap satan yer

SECONDHAND CAR : English Turkish

n. elden düşme araba, ikinci el araba

SECONDHAND DEALER : English Turkish

n. kullanılmış eşya satıcısı

SECONDHAND SMOKE : English Turkish

ikinci el duman, bir insanın sigarasından (veya piposundan veya purosundan) çıkan ve yanındaki bir başka insan tarafından ciğerlerine çekilen duman