Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RUMRUNNER : English Turkish

n. alkollü içecekler kaçakçısı

RUMRUNNING : English Turkish

n. alkollü içecekler kaçakçılığı

RUN : English Turkish

adj. kaçak

RUN : English Turkish

n. koşu, koşma, yarış, sefer, seyir, gezinti, kaçamak, talep, kaçık, çorap kaçığı, rağbet, otlak, kümes bahçesi, verim, gösterim, süre, devam süresi, sürü, balık sürüsü, çoğunluk, maden damarı, dere, çay, akış

RUN : English Turkish

v. koşmak, kaçmak, tabanları yağlamak, geçip gitmek, yarışmak, yarışa katılmak, aday olmak, adaylığını koymak, gitmek (gemi), sürü halinde gitmek, işlemek, gidip gelmek (arasında), akmak, geçmek, uzanmak, sızmak, erimek, geçerli olmak, yürürlükte olmak, koşarak geçmek, aday göstermek, çarpmak, koşturmak, otlatmak, işletmek, çalıştırmak, yönetmek, kullanmak, sürmek, yayınlamak, taşımak, kaçakçılığını yapmak, göstermek (film), oynatmak

RUN A BLOCKADE : English Turkish

ir kuşatmadan kaçmak, bir ablukadan kaçınmak, bir engel ve maniadan kurtulmak ve sıyrılmak

RUN A HOTEL : English Turkish

ir oteli yönetmek, bir oteli idare etmek

RUN A KNIFE INTO A PERSON : English Turkish

ıçaklamak, bir insana bıçak sokmak, bir insanı bıçakla bıçaklamak

RUN A RISK : English Turkish

v. riske girmek, tehlikeyi göze almak

RUN A TEMPERATURE : English Turkish

ateşi olmak

RUN ACROSS : English Turkish

astlamak, karşılaşmak, tesadüfen karşılaşmak

RUN AFTER : English Turkish

kovalamak, peşinden koşmak

RUN AGAINST : English Turkish

uğramak, çatmak, rastlamak, çarpmak, zıt düşmek

RUN AGAINST A ROCK : English Turkish

kendini riske atmak, kendini tehlikeye atmak

RUN AGROUND : English Turkish

karaya oturmak

RUN ALONG : English Turkish

oyunca gitmek, uzanmak

RUN AMOK : English Turkish

etrafa saldırmak, gözü dönüp saldırmak, öldürmek için saldırmak

RUN AMUCK : English Turkish

etrafa saldırmak, gözü dönüp saldırmak, öldürmek için saldırmak

RUN AROUND : English Turkish

v. atlatma, baştan savma

RUN ASHORE : English Turkish

karaya oturmak

RUN AT : English Turkish

saldırmak, koşarak saldırmak

RUN AT FULL PELT : English Turkish

tam gaz koşmak, tam gaz kaçmak, hızla koşmak, hızlı bir şekilde koşmak

RUN ATILT AT SMB : English Turkish

v. saldırmak

RUN AWAY : English Turkish

kaçmak, firar etmek, gemi azıya almak, kolay kazanmak, fark atmak

RUN AWAY WITH : English Turkish

kaçmak, sıvışmak, tüymek