Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RUBRIC : English Turkish

n. yazı başlığı (kırmızı), kırmızı başlık (gazete), kırmızı harfler

RUBRICATE : English Turkish

v. kırmızı yazmak, kırmızı işaretlemek, bölümlere ayırmak (yazı)

RUBRICATOR : English Turkish

n. kırmızı yazı ile destekleyen kimse; adı kırmızı harflerle yazılmış olarak düzenleme yapan kimse; bir şeyler için düzenlemeler rehberler veya kurallar yapan kimse

RUBSTONE : English Turkish

n. bileği taşı

RUBUS : English Turkish

n. böğürtlen ve ahududuyuda kapsayan bitki ailesi

RUBY : English Turkish

n. kırmızı, lâl, yakut, yakut rengi, kırmızı şarap, saat taşı

RUBY : English Turkish

adj. kırmızı, yakut kırmızısı

RUBY WEDDING ANNIVERSARY : English Turkish

n. kırmızı/yakut evlilik yıldönümü, kırkıncı evlilik yıldönümü

RUCHE : English Turkish

n. kırmalı dântela, dantel

RUCHED : English Turkish

adj. kırmalı dântelalı, dantelli

RUCHING : English Turkish

n. dantel süsü, dantela, dantel kumaş

RUCK : English Turkish

n. ayaktakımı, sıradan insanlar, çoğunluk, nal toplayanlar, geride kalan atlar, oyuncular grubu, buruşuk, buruşukluk, kırışık

RUCK : English Turkish

v. buruşturmak, kırıştırmak, kırışmak, buruşmak

RUCK UP : English Turkish

v. buruşturmak, kırıştırmak, kırışmak, buruşmak

RUCKLE : English Turkish

v. buruşturmak

RUCKSACK : English Turkish

n. arka çantası, sırt çantası

RUCKUS : English Turkish

n. karışıklık, kargaşa, gürültü, hengâme, kıyamet

RUCOLA : English Turkish

n. (Botanik) marul türü olarak değerlendirilen yaprak sebze

RUCTION : English Turkish

n. karışıklık, kargaşa, gürültü, hengâme, kıyamet

RUDD : English Turkish

n. kızılkanat

RUDDER : English Turkish

n. dümen, yönetim, malt karıştırma küreği, kılavuz

RUDDER BAR : English Turkish

n. direksiyon çubuğu

RUDDER CONTROLS : English Turkish

n. yan dümenleri

RUDDERLESS : English Turkish

adj. dümensiz, başsız, yöneticisiz

RUDDILY : English Turkish

adv. kırmızı bir renkle, kızarmış bir şekilde