English Turkish
SCREENED : English Turkish
adj. kalburdan geçirilmiş, elenmiş, korunmuş, ızgaralı
SCREENED-OUT : English Turkish
süzülerek ayrılmış, filtre edilerek çıkarılmış, elekten geçirilerek dışarı çıkarılmış
SCREENER : English Turkish
n. filtre eden veya ayırıp sınıflandıran kimse veya şey; örtünen kimse, saklanan kimse, kamuflaj yapan kimse; saklanan kimse
SCREENING : English Turkish
n. bölme, tarama, ayırma
SCREENING FACTOR : English Turkish
eleme faktörü, süzme faktörü, materyalleri (veya insanları, vb.) ayırmak için kullanılan faktör/değişken
SCREENING PROCESS : English Turkish
eleme işlemi, azaltma prosedürü, filtreleme işlemi
SCREENINGS : English Turkish
n. kullanılabilir malzemelerden ayrılmış atık malzemeler
SCREENLAND : English Turkish
n. film endüstrisi, filmcilik
SCREENLESS : English Turkish
adj. perdesiz, ekransız; monitörsüz; bölmesiz, bölümsüz; barınaksız, korunaksız
SCREENPLAY : English Turkish
n. senaryo
SCREENPRINT : English Turkish
v. serigrafi baskı
SCREENSAVER : English Turkish
n. ekran aktivitesi uzun zaman aynı durumda kaldığında faaliyete geçen animasyon program (görüntünün ekranda donmasını veya yanmasını önlemek için)
SCREENSCAN : English Turkish
n. (diğer amaçlarının yanında) ekranda görünen materyalleri optimal bir şekilde sıkıştırmak ve bir anti virüs özelliği olarak kullanılan fonksiyon
SCREENSHOT : English Turkish
n. ekran görüntüsü yakalama, ekran görüntüsünün bir resmini içeren resim dosyası (Bilgisayar)
SCREENWRITER : English Turkish
n. ekran yazarı, sahne yazarı, senarist, filmler veya televizyon programları için senaryolar yazan kimse
SCREW : English Turkish
n. vida, vidanın bir tur dönüşü, baskı, zorlama, uskur, gemi pervanesi, cimri, pinti, gardiyan, yaşlı ve zayıf at, tütün paketi
SCREW : English Turkish
v. vidalamak, çevirmek, burmak, geçirmek, dönmek, sikişmek
SCREW A PERSON'S ARM : English Turkish
ir kimsenin kolunu bükmek, bir kimseyi güç kullanarak ikna etmek
SCREW AROUND : English Turkish
v. önüne gelenle yatmak, herkesle düşüp kalkmak, boş boş dolaşmak
SCREW BOLT : English Turkish
n. vidalı civata
SCREW CAP : English Turkish
n. vida kapağı
SCREW DOWN : English Turkish
v. vida ile tutturmak, vidalamak, düşürmek (fiyat)
SCREW EYE : English Turkish
vida gözü, yüzük şeklinde kafası olan vida
SCREW GEAR : English Turkish
n. sonsuz vida dişlisi
SCREW INTO : English Turkish
ir vidayı içeri doğru vidalamak, döndürmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani