English Turkish
SHAKE THE PAGODA TREE : English Turkish
kısa yoldan servet sahibi olmak, köşeyi dönmek
SHAKE TOGETHER : English Turkish
eraber sallamak, beraber sarsmak, işbirliği yapmak, birleşmek
SHAKE UP : English Turkish
yumuşatmak, çırpmak, silkelemek, sarsmak, sarsarak uyandırmak, gözünü açmak, yeniden örgütlemek, reorganize etmek, değişiklik yapmak, çalkalamak
SHAKEABLE : English Turkish
adj. çalkalanabilir, sallanabilir; altüst edilebilir, üzülebilir, acı verilebilir
SHAKEDOWN : English Turkish
n. yer yatağı, şantaj, para sızdırma, haraca bağlama, üstünü arama, deneme (araç)
SHAKEDOWN CRUISE : English Turkish
cruise that is taken to test the mechanical and human systems of a ship and is occasionally made with passengers traveling at a discount price
SHAKEN : English Turkish
adj. sarsılmış, etkilenmiş, kötü etkilenmiş, çatlak, çalkalanmış
SHAKEN TO THE CORE : English Turkish
tamamen çıldırmış, fena şekilde rahatsız olmuş, hiddetten çılgına dönmüş, son derece sinirlenmiş
SHAKEN TO THE FOUNDATIONS : English Turkish
adj. temelleri sarsılmış
SHAKEOUT : English Turkish
n. küçük ekonomik krizler, fiyatlardaki düşüş (küçük işletme ve dükkanların kapanmasına sebep olan)
SHAKER : English Turkish
n. shaker, kokteyl karıştırma kabı, tuzluk, biberlik, amerika'da bir tarikatın üyesi
SHAKESPEARE : English Turkish
n. Shakespeare
SHAKESPEAREAN : English Turkish
n. William Shakespeare'in çalışmaları üzerine uzman
SHAKESPEAREAN : English Turkish
adj. William Shakespeare'e veya onun çalışmalarına ait
SHAKESPEAREANA : English Turkish
n. (topluca) Shakespeariana, William Shakespeare ile ilgili yada O'na ait toplanmış malzemeler (tarihi objeler, mektuplar, vb.); William Shakespeare ile alakalı şeyler
SHAKESPEARIAN : English Turkish
n. Shakespeare araştırmacısı
SHAKESPEARIAN : English Turkish
adj. Shakespeare'e özgü, Shakespeare'in tarzında
SHAKESPEARIANA : English Turkish
n. Shakespeareana, William Shakespeare ile ilgili yada O'na ait toplanmış malzemeler (tarihi objeler, mektuplar, vb.); William Shakespeare ile alakalı şeyler
SHAKILY : English Turkish
adv. titrek bir şekilde, titreyerek, oynak ve değişken bir şekilde
SHAKIN : English Turkish
v. sallanmak, titremek, korku ile titremek (gayrıresmi kullanım)
SHAKINESS : English Turkish
n. titreklik, sarsaklık, güçsüzlük, sakatlık
SHAKING : English Turkish
adj. sallanan, sendeleyen, titreyen, titrek
SHAKING : English Turkish
n. sallanma, sarsılma, titreme, sarsma, sallama, titretme
SHAKING HANDS : English Turkish
elleri sallama, elini sıkma, diğerinin eline sarılma (tebrik olarak)
SHAKING OFF : English Turkish
hızla ileri geri hareket etme; kaçınma, sakınma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani