English Turkish
SILVERY : English Turkish
adj. gümüşi, gümüş gibi, simli, gümüşlü, berrak (ses)
SILVESTER : English Turkish
n. bir erkek ismi
SILVIA : English Turkish
n. bir bayan ismi; bir soyadı; çalı bülbülleri kategorisi (Zooloji)
SILVICS : English Turkish
n. orman ağaçları ve onların yaşam çevreleri ile ilgilenen bilimsel çalışma
SILVICULTURE : English Turkish
n. ağaçlandırma, ormancılık
SIM : English Turkish
ir müşterinin bilgilerinin kaydedildiği ve bir cep telefonuna yerleştirilebilecek şekilde tasarlanmış kart (fatura problemi olmayan herhangi bir uyumlu telefonun kullanılmasını sağlayan)
SIMCHA : English Turkish
n. bir erkek veya bir bayan ismi (İbranice)
SIMCHA DINITZ : English Turkish
n. (
2003) Yahudi Ajansı'nın başkanı (1994),
1979 arasında İsrail'in ABD Büyükelçisi
SIMCHA MEIR ZEIGERFELD : English Turkish
n. (
1923, Max Nordau'nun doğum ismi) yazar, doktor, Siyonist lider, (
10'uncu) Siyonist Kongresi Başkanı
SIMCHAT TORAH : English Turkish
Tevrat'ın inmesinin tamamlanmasını kutlayan Yahudi Bayramı
SIMEON : English Turkish
n. İbranice isim; Hz. Yakup'un ikinci oğlunun adı (İncil'den)
SIMEON DENIS POISSON : English Turkish
n. (
1840) Fransız matematikçi fizikçi ve geometrici
SIMIAN : English Turkish
n. maymun, insana benzeyen maymun
SIMIAN : English Turkish
adj. maymuna ait, maymun gibi
SIMILAR : English Turkish
n. benzer, benzerlik, aynılık, emsal
SIMILAR : English Turkish
adj. benzer, benzeyen, eş, benzeşen
SIMILARITIES : English Turkish
n. benzer özellikler, benzerlikler
SIMILARITY : English Turkish
n. benzerlik
SIMILARLY : English Turkish
adv. benzer bir şekilde, bunun gibi, aynı
SIMILARS : English Turkish
n. benzerleri
SIMILE : English Turkish
n. teşbih, benzetme, mecaz
SIMILITUDE : English Turkish
n. benzerlik, benzeşme, teşbih, benzetme
SIMITAR : English Turkish
n. pala, eğri kılıç, Doğu orijinli eğimli tek kenarlı kılıç
SIMM : English Turkish
n. (Bilgisayar) birkaç RAM bellek çipi içeren küçük bir devreden oluşan modül (toplam RAM hafızasını artırmak için anakarta bağlanılan)
SIMMER : English Turkish
n. kaynama, kaynatma, patlama, patlayacak hale gelme, galeyan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani