English Turkish
SIMMER : English Turkish
v. içten içe kaynamak, yavaş yavaş kaynamak, patlamak üzere olmak, içten içe kaynatmak, galeyana getirmek
SIMMER DOWN : English Turkish
sakinleşmek, yatışmak
SIMMERED : English Turkish
adj. kaynama derecesinin hemen altında bir sıcaklıkta pişirilmiş
SIMNEL : English Turkish
n. bir soyadı; Lambert Simnel (
1534 civarları), İngiltere tahtında hak iddaa eden İngiliz çocuk dolandırıcı
SIMNEL : English Turkish
n. ince beyaz undan yapılan gevrek ekmek; (İngiliz İngilizcesi) bayramlarda (Easter ve Yılbaşı) yenen badem ezmesi ile kaplanmış zengin meyve keki
SIMOLEON : English Turkish
n. (Argo) dolar
SIMON : English Turkish
n. Simon
SIMON SAYS : English Turkish
Simon söyler, bir çocuk oyunu
SIMON WIESENTHAL : English Turkish
n. (
2005) Soykırım'dan hayatta kalan ve hayatını Nazi savaş suçluları'nın izini sürmeye adayan Avusturyalı Nazi avcısı (Lvov doğumlu, Ukrayna) (en ünlüsü Adolf Eichmann olan 1100'den fazla suçlunun izini süren)
SIMON WIESENTHAL CENTER : English Turkish
Simon Wiesenthal merkezi, Los Angeles'taki (ABD) Soykırım araştırma merkezi ve müze
SIMON-PURE : English Turkish
gerçek, hakiki, öz; seçkin, açık, belli
SIMONE DE BEAUVOIR : English Turkish
n. (
1986) Fransız yazar ve filozof, ünlü feminist, "İkinci Cinsiyet" in yazarı
SIMONE SIGNORET : English Turkish
n. (
1985) Fransız film yıldızı
SIMONI : English Turkish
n. bir soyadı
SIMONISE : English Turkish
v. bir arabayı waxla cilalamak (ayrıca Simonize)
SIMONIZE : English Turkish
v. waksla bir arabayı parlatmak (ayrıca Simonise)
SIMONIZT : English Turkish
n. bir araba cilası ve diğer araba bakım ürünlerinin yanısıra ev temizlik ürünleri markası (waxlar, siliciler, deri temizleyicileri ve daha fazlası gibi)
SIMONIZ® : English Turkish
n. bir araba cilası ve diğer araba bakım ürünlerinin yanısıra ev temizlik ürünleri markası (waxlar, siliciler, deri temizleyicileri ve daha fazlası gibi)
SIMONY : English Turkish
n. dinsel görevleri satma, dinsel görevleri satın alma, kutsal eşyaları satma
SIMOOM : English Turkish
n. sam yeli
SIMOON : English Turkish
n. çoğunlukla Afrika ve Asya çöllerinde bahar ve yaz aylarında esen sıcak kuru tozlu rüzgar
SIMP : English Turkish
n. aptal, ahmak
SIMPATICO : English Turkish
adj. hoşlanılabilir, hoş, güzel, keyifli, tatlı; uygun, uyumlu, sempatik, sevimli, kafa dengi
SIMPER : English Turkish
n. yapmacıklı gülümseme, aptalca nazlı gülümseme
SIMPER : English Turkish
v. yapmacıklı gülümsemek, aptalca gülümsemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani