Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SLOWPOKE : English Turkish

n. ağırkanlı kimse, ağırdan alan kimse, uyuşuk tip, mıymıntı, mankafa, anlama özürlü kimse

SLOWSPEED : English Turkish

adj. yavaş işleyen, yavaş

SLOWWORM : English Turkish

n. köryılan

SLUB : English Turkish

n. eğirmeye hazır yün, az bükülmüş eğirilecek yün

SLUB : English Turkish

v. az bükmek, eğirmeye hazır hale getirmek

SLUDGE : English Turkish

n. sulu çamur, yapış yapış çamur, lâgım pisliği, vıcık vıcık çamur, kirli motor yağı, parça parça deniz buzu

SLUDGE WASTE : English Turkish

sulu atık, lağım pisliği, sızıntı yapan atık

SLUDGEY : English Turkish

adj. çamurlu, çamur ve çökelti ile kaplanmış

SLUDGY : English Turkish

adj. çamurlu, vıcık vıcık

SLUE : English Turkish

n. çok miktar, büyük miktar

SLUE : English Turkish

v. dönmek, devretmek, döndürmek, çevirmek

SLUE ROUND : English Turkish

döndürmek, çevirmek, eksen üzerinde döndürmek

SLUFF : English Turkish

n. kağıt atma, kart oyunlarında bir kartın atılması

SLUG : English Turkish

n. sert vuruş, sümüklüböcek, kabuksuz sümüklüböcek, mıymıntı, tembel, sert yumruk, işlenmemiş metal parçası, kesme kurşun, sahte jeton, bir yudum içki, kütle ölçüsü, linotip baskı harf dizisi

SLUG : English Turkish

v. tembellik etmek, sert vurmak, sert yumruk atmak

SLUGABED : English Turkish

n. çok uyuyan kimse, yataktan çıkmayan kimse

SLUGFEST : English Turkish

n. bir sürü fiziksel darbenin olduğu hararetli kavga; birsürü iyi vuruş yapılan oyun (Beyzbol Argosu)

SLUGGARD : English Turkish

n. tembel, miskin, uykucu

SLUGGARD : English Turkish

adj. tembel, miskin, uykucu

SLUGGER : English Turkish

n. sert vuran oyuncu [beysb.], yumruğu sert boksör

SLUGGISH : English Turkish

adj. tembel, mıymıntı, mızmız, miskin, ağır, ağırkanlı, halsiz, ağır ilerleyen, ağır akan, sıkıcı, cansız

SLUGGISHLY : English Turkish

adv. yavaşça, yavaş bir şekilde, tembel bir şekilde, uyuşuk bir şekilde; kalın kafalı bir şekilde, aptal bir şekilde

SLUGGISHNESS : English Turkish

n. tembellik, uyuşukluk, cansızlık

SLUICE : English Turkish

n. bent kapağı, savak, su akışını düzenleyen araç, yıkama suyu kanalı (altın vb.)

SLUICE : English Turkish

v. yıkamak, bol suyla yıkamak, çok su dökmek, akmak, bentlere kapak takmak