English Turkish
SMARTY PANTS : English Turkish
koca ağız, akıllı kimse, esprili kimse, şakacı
SMASH : English Turkish
adv. gürültüyle, şangır şungur, şangırtı ile
SMASH : English Turkish
interj. şangır şungur, şangır
SMASH : English Turkish
n. şangırtı, çatırtı, parçalanma, kırılma, çarpışma, kaza, iflas, başarı, buzlu konyak
SMASH : English Turkish
v. parçalamak, mahvetmek, yenmek, ezmek, vurmak, sert vurmak, paramparça olmak, parçalanmak, çarpmak, çakılmak, iflas etmek, mahvolmak, bozguna uğramak
SMASH A WINDOW : English Turkish
ir pencere kırmak, pencere camı parçalamak
SMASH AND GRAB RAID : English Turkish
n. vitrini kırarak yağmalama
SMASH HIT : English Turkish
liste başı şarkı, çok tutulan oyun
SMASH IN : English Turkish
parçalamak, vurup kırmak
SMASH TO SMITHEREENS : English Turkish
parça parça etmek, paramparça etmek, un ufak etmek
SMASH UP : English Turkish
parçalamak, mahvetmek, mahvolmak, bozguna uğramak
SMASHABLE : English Turkish
adj. kolayca kırılabilir, kırılabilir
SMASHED : English Turkish
adj. sarhoş, fitil gibi sarhoş, uçmuş, uyuşturucunun etkisi altında
SMASHED TO SHIVERS : English Turkish
parçaları kırılmış, küçük zerrelerine kadar kırılmış, parçalanmış
SMASHER : English Turkish
n. darbe, kırıcı eleştiri, güzel kız, müthiş şey
SMASHING : English Turkish
adj. müthiş, mükemmel, olağanüstü, şiddetli, ağır
SMASHING PUMPKINS : English Turkish
muhteşem balkabakları, ünlü Amerikan rock and roll grubu
SMASHINGLY : English Turkish
adv. etkileyici bir şekilde, şahane bir şekilde (Argo)
SMASHUP : English Turkish
n. çarpışma, toslama; tam çöküş veya yıkım, harap olma
SMATTER : English Turkish
n. sınırlı bilgi, yüzeysel bilgi
SMATTER : English Turkish
v. yanlızca yüzeysel bilgi ile konuşmak
SMATTERER : English Turkish
n. az buçuk bilen kimse, yarım yamalak bilen kimse
SMATTERING : English Turkish
n. az buçuk bilgi, yüzeysel bilgi, çat pat bilme
SMDS : English Turkish
veri paketi değişimine dayalı iletişim ağı (telefon şirketlerinde veri ağları için bir kaynak olarak hizmet sunması için tasarlanmış)
SMEAR : English Turkish
n. leke, kir, pislik, iftira, sürme, simir, lâm üzerine sürülen madde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani