Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

SMEAR : English Turkish

v. bulaştırmak, lekelemek, kirletmek, pislemek, yağ bulaştırmak, sürmek, bulaşmak, pislenmek, iftira atmak, kaybolmak

SMEAR CAMPAIGN : English Turkish

karalama kampanyası

SMEAR SHEET : English Turkish

dedikodu gazetesi

SMEAR TEST : English Turkish

n. simir testi

SMEAR WITH PASTE : English Turkish

v. çirişlemek

SMEARCASE : English Turkish

n. saçma

SMEARED : English Turkish

adj. sürülmüş, sıvanmış; kirletilmiş, lekelenmiş; çamur atılmış, iftira atılmış; yenilmiş, bozguna uğratılmış (Argo)

SMEARER : English Turkish

n. süren sıvayan kimse, bulaştıran kimse; iftiracı, kötüleyen kimse

SMEARING : English Turkish

n. sürme, sıvama; lekeleme, hakaret etme, iftira etme

SMEARY : English Turkish

adj. yağlı, lekeli

SMEGMA : English Turkish

n. cinsel organların kıvrımları içerisinde biriken beyaz salgı

SMELL : English Turkish

n. koku, koklama, koku alma duyusu, pis koku, ima

SMELL : English Turkish

v. koklamak, koku almak, kokusunu almak, kokusunda olmak, sezmek, hissetmek, kokmak, kötü kokmak

SMELL A RAT : English Turkish

ityeniği sezmek, kuşkulanmak, pislik sezmek, hile kokusu almak

SMELL BAD : English Turkish

v. pis kokmak

SMELL GOOD : English Turkish

güzel kokmak, hoş bir kokusu ve aroması olan

SMELL LIKE : English Turkish

v. kokusunda olmak

SMELL OF : English Turkish

v. kokusu sinmiş olmak, kokusunu taşımak, kokusu olmak

SMELL OUT : English Turkish

koklayarak bulmak, kokusunu almak, açığa çıkarmak

SMELL POWDER : English Turkish

tozu koklamak, tecrübeli bir asker olmak, çatışma tecrübesine sahip olmak

SMELL THE LAMP : English Turkish

n. sabahlamak

SMELL UP : English Turkish

iğrenç bir koku yaymak, kötü kokmak

SMELLED BAD : English Turkish

kötü kokmuş, kötü koku yaymış, pis kokmuş

SMELLED MONEY IN IT : English Turkish

para kokusu almış, meselenin iyi para getireceğini hissetmiş

SMELLED THE DANGER : English Turkish

tehlike kokusu almış, riski hissetmiş, tehlikeyi hissetmiş