Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SMOOTH SURFACE : English Turkish

pürüzsüz yüzey

SMOOTH THE WAY : English Turkish

engelleri kaldırmak, kolaylaştırmak

SMOOTH TONGUE : English Turkish

doğru zamanda doğru şeyi söyleyebilme kabiliyeti

SMOOTH TONGUED : English Turkish

tatlı dilli, iki yüzlü, nabza göre şerbet veren

SMOOTH TURBOT : English Turkish

n. çivisiz kalkan

SMOOTH WATER RUNS DEEP : English Turkish

durgun sular derin olur, derin derin düşünen insanlar küçük kelimelerin insanlarıdır

SMOOTH-FACED : English Turkish

pürüzsüz bir yüzü olan; arkadaş canlısı bir şekilde; iki yüzlü

SMOOTH-SHAVEN : English Turkish

iyi bir traş olmuş olan

SMOOTH-TONGUED : English Turkish

ecerikli bir tarzda konuşan, diğerlerine yağ çeken, diğerlerine dalkavuk olan

SMOOTHBORE : English Turkish

adj. yivsiz

SMOOTHBORE : English Turkish

n. yivsiz tüfek

SMOOTHED : English Turkish

adj. pürüzsüzleştirilmiş; düzleştirilmiş, tüm pürüzleri veya engelleri giderilmiş; sakinleşmiş, yatıştırılmış

SMOOTHEN : English Turkish

v. pürüzsüzleştirmek; pürüzsüz olmak

SMOOTHER : English Turkish

n. pürüzsüzleştiren kimse; kabalıkları gideren alet

SMOOTHIE : English Turkish

n. güler yüzlü kimse, iki yüzlü, yüze gülen kimse

SMOOTHING PLANE : English Turkish

n. ince rende, düzleme planyası

SMOOTHLY : English Turkish

adv. düzgünce, kolayca, pürüzsüzce, sarsıntısızca, yumuşacık bir şekilde

SMOOTHNESS : English Turkish

n. düzgünlük, pürüzsüzlük, akıcılık, kayganlık, yumuşaklık, tatlılık

SMOOTHY : English Turkish

n. güler yüzlü kimse, iki yüzlü kimse, pürüzsüz dilli kimse, dalkavuk kimse, becerikli ve düz bir şekilde konuşan kimse; büyüleyici kimse; terbiyeli kimse
milk shake

SMORE : English Turkish

v. boğmak, söndürmek, bastırmak, kontrol altına almak

SMORGASBORD : English Turkish

n. birçok farklı ürün çeşidi içeren büfe; açık büfe yemek sunan restorant; büyük çeşitlilik

SMOTE HIM HIP AND THIGH : English Turkish

ona belaltından yumruk atmış, ona boyun eğdirmiş, onu zorlamış, onu dövmüş, dizlerinin üzerine çöktürmüş

SMOTHER : English Turkish

n. baskı altında kalma, boğucu duman, yoğun duman, boğucu madde

SMOTHER : English Turkish

v. boğmak, boğarak öldürmek, bastırmak, kontrol altına almak, boğulmak, yenilmek

SMOTHER IN : English Turkish

v. sımsıkı örtmek, kaplamak, sarmak